Bana tarzınızı söyleyin, size nasıl bir çocuk yetiştireceğinizi söyleyeyim

Her zaman çocuklarla yapmış olduğum seansların yanında aile görüşmelerini de çok önemsemişimdir. Genellikle aile görüşmelerindeyken “Aile, çocuğun aynasıdır.” cümlesini çokça kullanırım ve her bir aile üyesi bir çember edasında yaşarsa bir takım şeylerin daha anlamlı olacağına inanırım. Bundan dolayı bu yazımda da sizlere kendi çocuk yetiştirme tarzınızı bilmeden ebeveyn rol şapkasını takmaya niyetlenmeyin demek istiyorum. Şimdi yazıyı okurken bir yandan yaşantınızda çocuk yetiştiren anne ve babaları bir düşünün. Kimi size göre aşırı serbest, kimi size göre aşırı kontrolcü, kimi ise tamamen kaotik gelecektir. Peki, sizce bu anne ve babalar nasıl böyle bir çocuk yetiştirme tarzı ediniyorlardır?
Her anne ve baba kendi çocuk yetiştirme tarzını nefes alıp büyüdüğü aile ortamından ve var olduğu kültürel bağlarından etkilenerek oluşturur. Yaşam serüvenimizde çocukluğumuz, yetiştiğimiz ortam, sosyoekonomik düzeyimiz, inanışlarımız ve değer yargılarımız bizim nasıl bir ebeveyn olacağımızı belirler ve bu etki mekanizmalarının kimi zaman farkında oluruz kimi zaman da farkında olmayız…
Tarih boyunca anne babaların çocuk yetiştirme tarzlarını inceleyen pek çok araştırma vardır. Bugün ise tüm dünyada yaygın olarak kullanılan Diana Baumrind ve belli başlı çocuk gelişimi araştırmaları yapan davranış bilimcileri tarafından, ebeveynler çocuklarına gösterdikleri ilgi ve kontrol seviyesine göre dört gruba ayrılmıştır. Bunlar otoriter, serbest, demokratik ve ilgisiz (ihmalkâr) ebeveynliktir.


Otoriter ebeveynlik
Otoriter ebeveynlik, ebeveynin aşırı kontrol mekanizması içerisine girip bir yandan her şeyi çocuklardan talep ederken bir yandan da çocukların ihtiyaç ve beklentilerine karşı duyarsız bir tutum sergileyen ebeveynleri tarif eder. Bu tutumlar içerisinde olan ebeveynlerin bir takım kuralları vardır ve bu kurallar çerçevesinde ebeveynler açık iletişim kurmaya meyilli değillerdir. Genelde bu tutum içerisinde olan ebeveynler ‘Neden ve niçin?’ sorularına tahammülleri olmadığından sorulan soruları yanıtsız bırakırlar. Çocuk “Ama anne/baba…” diye başlayan cümlelerle bir şeyler ifade etmeye çalışırken cümlenin devamının gelmesine izin vermez; kendi isteklerinin olması yönünde çocuklarını yönlendirmeye çalışırlar. Karşılıklı fikir alışverişinin yapıldığı demokratik aile ortamını mantıklı bulmadıkları için çocuklarının her konuda onların fikirlerini benimsemelerini bekler ve doğal olanın bu olduğunu düşünürler. Böyle bir ebeveyn tutumu içerisinde büyüyen çocuklardan ebeveynlerin doğru ya da yanlış kararlarına yönelik sorgulama yapmaları beklenilmez çünkü sorgulayarak yaşananları anlamaya çalıştıklarında muhtemelen cezalandırılacaklardır. Bu tarzı benimseyen ebeveynler ise maalesef çocuklarının üzerinde kontrol kurmak istediklerine onların haklarını ve ihtiyaçlarını cevap verme konusunda yetersiz kalırlar. Bundan dolayı araştırmalarda otoriter ebeveynlerin çocuklarının daha karamsar, mutsuz, endişeli, içedönük ve en önemlisi de yeni deneyimlerinde ifadesiz kaldıkları gözlenir. Otoriter aile ortamında yetişen çocukların genellikle ergenlik döneminde öz benlik saygılarının yetersiz olduğu ve duygularını ifade ederek yaşamayı tercih etmedikleri için duygusal olarak daha depresif oldukları görülür. Aynı şekilde bu tarzla yaşayan çocuklar sosyal beceriler açısından akranlara göre daha yoksun olduklarından dolayı akranlarıyla iletişim kurmada sorunlar yaşayabilirler. Cinsiyet bazında baktığımızda ise otoriter ebeveynler tarafından yetiştirilen kız çocuklarının bir karar alırken ebeveynlerin onayına ihtiyaç duydukları; erkek çocukların da genel olarak öfkeli ve isyankâr oldukları bir gerçektir.

Serbest (izin verici) ebeveynlik
Serbest ebeveynlik tarzı, izin verici çocuk yetiştirme tarzı ile de adlandırılır. Bu tür ebeveynler çocukların ihtiyaçlarının farkında olurlarken aynı zamanda çocuklar üzerinde kontrol kurma ve gerektiğinde sınır koyma konusunda zayıf kalırlar. Çocuklarının duygularını ifade etme imkânı tanır, gelişimsel olarak hazır olup olmamalarına bakmaksızın çocukların özgür iradeleriyle karar almalarına destekleyici olurlar.
Bu tarz ebeveynler iletişim konusunda yakın bir ilişki kurarlar ancak sağladıkları özgür ortamdan dolayı kontrolü elden kaçırabilirler. Ebeveynlerin takındığı bu sınırsız hoşgörü kontrolsüzlüğe ve bazen de ne yazık ki ebeveyn ve çocuk arasındaki olması gereken saygının yitirilmesine sebep olabilir. Serbest bir ortamda yaşan çocuklar kolayca sosyalleşebilirken uygun sosyal davranışın hangisi olduğu konusunda bilgileri sınırlı olur. Çoğunlukla düşünmeden davranış sergiler ve yanlış bir davranış içerisinden sorumluluk almaktan kaçınmayı tercih ederler. Aile ortamında itaat etmeye alışmadıkları için girdikleri herhangi bir sosyal ortamda var olan kurallara ve ya sınırlara uymakta zorluk yaşarlar. İzin verici bir ebeveynlik tarzı olan aile üyeleri tarafından yetişen çocuklar genellikle ergenlik döneminde riskli davranışlar diye adlandırdığımız sigara, alkol vb. kötü alışkanlıklar edinebilir ve zaman zaman suç işlemeye yönelik davranışlar sergileyebilirler.

İhmalkâr (ilgisiz) ebeveynlik
İlgisiz ebeveynlik tarzını benimseyen ebeveynleri çocukların istek ve ihtiyaçlarının farkında olmayan ya da farkında olup gerektiği gibi karşılık vermeyen ebeveynler olarak tanımlayabiliriz. Bu tarz ebeveynler çocukların ihtiyaçlarını görmezden gelerek kendilerine yönelik bir yaşam tarzı benimserler. Daha önce bahsedilen ebeveyn tarzları arasında çocuklara en olumsuz etki yaratan ebeveyn tarzı ihmalkâr (ilgisiz) ebeveyn tarzı diyebiliriz. Çocuklar istek ve gereklerine yanıtsız kalarak yetiştikleri için sosyal ve akademik ortamlarında pek çok sorun yaşar ve bir bireyle iletişime geçmekte zorlanırlar.

Demokratik ebeveynlik
Demokratik ebeveynlik tarzı için hem otoriter hem de serbest ebeveynlere göre çocuk yetiştirmede daha esnek bir tarz diyebiliriz. Ebeveynlerin çocuklarına belirli sınırlamalar oluşturdukları, çocukların kendi hatalarından sonuçlar çıkarmalarına ve öğrenmelerine izin verdikleri tutumlardır. Aile üyeleri koydukları kuralları neden koyduklarını açıklayarak paylaşırlar. Paylaşım sürecinde farklı bir fikir dile getirilirse onu dinler, karşılıklı fikir alışverişi yapmayı önemserler. Demokratik ebeveynler çocuklarının ihtiyaçlarına ve bakış açılarına karşı duyarlı bir tutum sergileyerek onların makul ve mantıklı kararlarını da gözden geçirmeye hazırdırlar. Özetle; demokratik ebeveynlik her bir aile üyesinin düşüncelerine ve kararlarına saygı duyulduğu bir yaklaşımdır.
Tariften de anlaşılacağı gibi literatürde olan ideal ebeveynlik kriterleri, demokratik ebeveynlik kriterleriyle örtüşmektedir. Demokratik ebeveyn tarzını benimseyen ebeveynler tarafından yetişen çocuklar daha olumlu ve huzurlu bir ruh hali içerisinde olur, sosyal ilişkilerinde daha özgüvenli bir hayat sürerler. Bu çocuklar olumsuz bir davranış ve olayla karşılaştığında kendilerini korumaya çalışır ve en önemlisi de genel olarak duygularını kontrol ederler. Otoriter ve izin verici ebeveynler tarafından yetiştirilen çocuklara göre, demokratik ebeveynler tarafından yetiştirilen kızlar daha bağımsız ve keşfetmeye meyilli meraklı; erkekler ise sosyal ilişkilerinde daha hümanist ve işbirliğine açık olurlar. Yapılan araştırmalarda böyle bir ortamda yaşayan çocukların akademik başarılarının daha iyi, daha entelektüel ve en önemlisi de yeni tecrübeler denemeye daha istekli oldukları gözlenir.

Peki, çocuk yetiştirirken akılda tutulması gerekenler nelerdir?
Bu sorunun cevabı; çocuğunu bir birey olarak gören, ona değer veren, onu elinden geldiğince anlamaya çalışan ve böylelikle çocuğunun sevildiğini ve olduğu gibi kabul gördüğünü hissettiren ebeveyn yaklaşımında saklıdır.
Baumrind’in bahsettiğimiz çocuk yetiştirme tarzları değişmeyen bir etiket değildir. Ebeveynler yaşam serüvenlerinde her geçen gün biraz daha deneyim sağlayarak tutumlarını değiştirebilir ya da aynı tutumlarda yaşamlarını sürdürebilirler. Örneğin; sosyoekonomik düzeyde yaşanılan bir değişim, farklı bir kültürel ortama taşınma gibi bir takım değişimlerle kişisel farkındalıklar oluşturabilir. Özetle; her bir ebeveynin çocuk yetiştirme tarzı çocuktan çocuğa ve zamanla değişebilir.
Çocukların gelişim süreçlerinde tüm kültürlerde kabul gören beklentiler olsa da her kültürde çocuk yetiştirme tarzı farklıdır. Bundan dolayı çocuk yetiştirme tarzlarını doğru ya da yanlış olarak değerlendirmek sağlıklı olmaz. Önemli olan ebeveynlerin benimsediği çocuk yetiştirme tarzlarının bulunulan kültür ile uyum içerisinde olabilmesidir. Ebeveynler, etkin dinleme aracılığıyla yaşanılan sorununa kendi özgür iradesiyle çözüm getirme sorumluluğunu ve zevkini çocuğuna bırakırken bir yandan da ona destek olabilirler.
En kıymetlisi de; yüksek dozda sevgi ve sıcaklık içeren bir aile ortamında her bir aile üyesinin her bir yaşında kendisini bir birey olarak hissedebilmesidir.

:

İlginizi çekebilir