Sakin Adam güncesi -5

Merhaba sevgili okur. Uzun zaman oldu görüşmeyeli. Mevsimler, sevgililer, başkanlar, ideolojiler hatta çarşıdaki tek yönler bile değişti, bizim sakin şehir sevdamız değişmedi. Her şeyin akıl almaz bir süratle değişip dönüştüğü bu güzide çağda istikrarını bozmadan seyir eden yegane şey hava durumu. Havanın durumu hiç iyi değil sevgili okur. Hava kendinde değil. Ne yedirip içirdik biz bu havaya bilmiyorum ama sonumuzun hayırlı bir yere gitmediği aşikâr. Empati sınırlarımızı zorlayan Adanalı kardeşlerimizin güneşe karşı tavırları dahi sempatik gelmeye başladı. Hal böyle olunca Sakin Kentimin insanları da sıcaktan gerginleşti, aksileşti. Sıcaktan bunalan halk,…

okumaya devam

Sakin adam güncesi -4

Merhaba sevgili okur. Güzel bahar aylarının ardından yeniden sizlerle beraber olmanın mutluluğu içerisindeyiz. Bahar erken açan mandalina çiçeklerinden gelen mesajla güldürmüştü yüzlerimizi. Taşranın dar sokaklarında öksüren kömür dumanı, yerini ıhlamur ve yasemin esansına bırakmıştı. Yumuşak geçen kıştan pek şikayetçi değildik. Bahar zaten bizim mevsimimiz. Nihayetinde ılıman iklimin insanlarıyız. Nihayet yaz geldi. Sakin kentimizin ismiyle kontrast oluşturan popülaritesi de yeniden yükselişe geçti. Normal şartlarda en fazla dört kişinin yan yana yürüyebileceği Sığacık Kaleiçi’nin dar sokaklarına, yüzlerce ziyaretçi eşzamanlı intikale başladı. Şimdi yerli halkın bahçelerinden topladıkları meyve ve sebzeler tezgahlara sıralanacak. Evlerinde…

okumaya devam

Sakin adam güncesi 1- Gevrek kuyruğunda sosyal çözümleme

Erken dönem iletişim kuramlarının alabildiğine sığ modelleri arasında kulaç atarken fark ettim ki insanoğlu kendini anlamaktan ziyade, anlatmayı hobi edinmiş kendine. Binlerce yıllık insanlık tarihinde geçirdiğimiz evrim her ne kadar takdire şayan olsa da, bir türlü çözülemeyen iletişim problemimiz, toplumsal dinamiğin dişlileri arasına sokulan çomaklar gibi ket vuruyor evrilmeye meyilli beyinlerimize. Diyebiliriz ki, bizler konuşarak anlaşabiliriz. Ama aynı zamanda, aynı bizler, konuşarak anlaşamayabiliriz de. Yasemin kokularıyla parıldayan bir pazar sabahı, otuz tane birbirinden nadide insanı, beş metrekarelik ekmek fırının  içine sokup, kahvaltı için bir şeyler seçmesini istersen anlaşamayabiliriz mesela. Görece sakin kentimin…

okumaya devam