Edebiyatçı, şair, çevirmen Cevat Çapan ile söyleşi: Her dönem kendi gereksinim duyduğu dili üretir

Cevat Çapan bir edebiyatçı, şair ve İngiliz dili ve edebiyatı profesörü. Dilimizin en iyi İngilizce çevirmenlerinden biri ve en çok da bu kimliğiyle tanınıyor. Çevirileriyle iz bırakmadığı şiir okuru yoktur desek hiç abartmış olmayız. Sapho’yu, Seferis’i, Kavafis’i, Ritsos’u hep onun çevirileriyle okuduk, sevdik. Onun hazırladığı antolojiler sayesinde yeni şairler tanıdık. Bunun dışında Türkçeye kazandırdığı çok sayıda edebiyat araştırma ve incelemesi var. Ve tabi şiir kitapları… Cevat Hoca Teos Kültür Sanat Derneği’nin düzenlediği bir etkinlik için Seferihisar’daydı. Hem onu ve şiirini daha yakından tanıdık hem de eşsiz birikiminden faydalandık. Yakalamışken de…

okumaya devam

Cemiyet Adamı -3

Anne nasihati eşliğinde… enikonu sarhoş enikonu aşık -Uyumaya çalış anneciğim “Bir yer en saf haliyle beklentilerde ve anılarda var olur” dedi yazar. Kızgın güneş altındaki çölde devesinin gölgesine sığınmış bir bedevi olmak istiyorum. Sessizliğin ve hareketsizliğin (tekinsizliğin) ortasında bir hörgüç büyüklüğündeki gölgenin verdiği devasa ferahlıkta sigara sarıp tüttürdüğümü düşlüyorum. -Uyumaya çalış anneciğim Neden? Neden uyumalıyım? Bahsettiğim hayaller, beni ayakta tutan hayaller, uyuduğumda değil uyanıkken benimle birlikteler. Hal böyleyken neden uyumalıyım? Bu cümlen, dünya tarihindeki en sarsıcı cinayetten bile daha gizemli benim için. Sıcacık avuç içini alnımda gezdirdiğinde merhamet dolu bir…

okumaya devam

Teosluların Lanetleri (Dirae Teiorum)

Antik Teos kentinde 2010 yılından bu yana Prof. Dr. Musa Kadıoğlu başkanlığında yürütülen kazılar kapsamında, Akdeniz Üniversitesi Eskiçağ Dilleri ve Kültürleri Bölümü’nden Prof. Dr. Mustafa Adak başkanlığında bir ekip de geniş çaplı bir epigrafik çalışma sürdürmüştür. Okuyacağınız yazı, bu çalışmaya katılmış akademisyenlerden Hüseyin Uzunoğlu’nun, “Anadolu’nun Önemli Tarihi Yazıtları (5): Dirae Teiorum” başlıklı makalesinden alınmıştır. Makalenin tümünü academia.edu sitesinden okuyabilirsiniz. Köşeli parantez içinde yer alan kısa notları ise, metnin akışını tamamlamak için, yine makaleden faydalanarak biz ekledik.   İonia Bölgesi’nin en önemli kentlerinden birisi olan Teos Antik Kenti’nden Klasik Dönem başlarından…

okumaya devam

Temiz enerji temiz midir?

Güneşe dönmek de güzel ama ne kadar güzel olursa olsun en güzeli her türlü projenin arkasında kapı gibi bir ÇED ve SED olması. Yani hem Çevresel hem de Sosyal Etki Değerlendirmesi gerek. Mesela güneş panellerinin konacağı yerde tarım yapılıyor mu? Mera mı? Hayvan otlatma alanı mı? Kaç aileyi etkiliyor? Yaşamsal faaliyetlere engel oluyor mu? HES’lerle ilişkim çevreci değil yatırımcı tarafında başladı. Serbest iletişim danışmanlığı yaptığım yıllarda farklı sektörlerde faaliyet gösteren bir holdingin bazı iletişim işleri ile uğraşıyordum. HES konusunun henüz pek de sıcak olmadığı, daha ilk kıyametin Fırtına Deresi’nde patladı…

okumaya devam

Dünyaca ünlü arp sanatçısı Şirin Pancaroğlu: Anadolu’dan büyük zenginlik düşünemiyorum

Şirin Pancaroğlu dünyaca ünlü arp sanatçımız. En doğudan en batıya, dünyanın her köşesinde konser ve festivallerde sahne almış. Washington Post gazetesince “uluslararası ölçekte büyük bir yetenek” olarak nitelendirilmiş. Seferihisar Belediyesi’nin düzenlediği konser sayesinde, hem de bir değil iki kez, kendisini dinleme şansı oldu Seferihisarlıların. Biz de bu fırsatı değerlendirdik, kendisine arpı ve müziğini sorduk. Ben müzikteki ilhamımı sadece müzikten almam. Bir kilim, halı, bir yörenin halk oyunu, mimarisi, mutfağı aklımda müzik olarak şekillenir. Ben sürekli olarak Anadolu ile yaşıyorum aslında. Tüm anlarım bunlarla dolu. Muhteşem bir müzik mirasımız var. Bunu…

okumaya devam

Ahmet Uhri’yle Teos’ta Dionysos’un izinde

Ahmet Uhri arkeolog. 9 Eylül Üniversitesinde görev yapıyor. Özellikle yeme-içme kültürü üzerine çalışmaları, bu konuda kitap ve makaleleri var. Aynı zamanda, pek sürekli olamayan dergimizin sürekli yazarı. Uhri yazar olduğu kadar bir anlatıcı da. Keyifli arkeoloji sohbetlerinin aranan adamı, tatlı dilli bir arkeolog desek yeridir. Geçtiğimiz günlerde Teos Kültür Sanat Derneği’nin düzenlediği etkinlikte Teos antik kentini ve şarap tanrısı Dionysos adına yapılmış tapınağı anlattı. Ardından binlerce yıllık bir geleneğin devamı olarak, Seferihisar’da üretilen bir yerel şarabı tattık ve Uhri’den şarabın tarihi üzerine bir sunum dinledik. Gelemeyenler için, şarabın tadını anlatmak…

okumaya devam

İlk Samuray

Bir süre önce Veysel Eryürek’in yazdığı öyküler güzel vesileler sonucunda elime ulaştığında bulduğum ilk fırsatta okuma ayrıcalığım oldu. Okuduklarımdan çok etkilenmiştim ve öykülerin kitap haline gelmesi ve okurlarla buluşması konusundaki görüşlerimi kendisiyle defaatle paylaştım. Zaman geçti ve ne mutlu ki ortaya “Öteki olmanın dayanılmaz senfonisi İlk Samuray” çıktı. Arkeoloji eğitimi almış bir insanın ince ve hassas dokunuşlarıyla ortaya çıkardığı bu kitap aynı zamanda yazarın başta kendi varlığı ve insan bilinci üzerinde yapılan kazı çalışmalarının da somut ve başarılı bir sonucudur. Kitabın yedinci sayfasında yazan ithaf cümlesi, sanırım kitabın okunmaya değer…

okumaya devam

Sığacık’ta bir gastronomi deneyimi

Size iki yeni yazarımızı tanıtalım. Bundan böyle Seferi Keçi’de mutfak bilimi ve sanatı üzerine yazılar yazacaklar, özel yemek tariflerini paylaşacaklar, Ege’nin ve Seferihisar’ın yeme içme kültürünü sizlerle birlikte keşfedecekler: Sığacık Akkum’da Maya Bistro Otel’in şefi Fatih Kaya ve Sena Kaya. Fatih Kaya’nın baba mesleği aşçılık. Mengenli. Daha baştan “+1”le başlıyor yani mesleğe. Babası 30 yıla yakın bir süre Almanya’da şeflik yapmış. Mutfakta babasının yanından ayrılmadığını, onun ellerini seyrederek mesleğe aşkla bağlandığını söylüyor. Fatih Türkiye’de gastronominin babası sayılan Tuğrul Şavkay’ın yanında İstanbul Divan Otel’de çalışarak başlamış profesyonel anlamda mesleğe. Güney Afrikalı…

okumaya devam

Fincandaki Freud

Kahve içerken düşünen bir toplumuz… Hatta, dünyayı yöneten liderler, araştırmalara yön veren akademisyenler uyandıklarında ilk önce bir fincan kahve içiyorlar! Vakti zamanında Sigmund Freud’un da elinden kahve düşmediği söylenir…Hatta en çok da Viyana’nın sofistike kahve dükkânı Cafe Landtmann’a gidermiş. Onu gazetesini okuyup, kahvesini içerken hayal etmek çok da zor değil.. Psikanalizin temellerini inşa ederken, acaba aşırı doz kahve içmiş midir? Ancak Freud bu! Açığa vurulmamış duyguların hiçbir zaman ölmeyeceğine dair inancıyla, bir değil art arda on fincan kahve içirir insana! Geçmişte, kahvenin iyisi de kötüsü de keyif verirken, artık ‘kaliteli’…

okumaya devam

Gemici böreği, buruşuk bezelyeler ve gemiden kaçış üzerine

Mekân değiştirmek bunu yapabilecek insan için kaçışın en somut ve kesin hareketi olarak görülür. Ama ne çelişkidir ki, insan kaçtığı andan itibaren en çok da geçmişiyle sarmalanır. Gece rüyasında, gündüz yeni kentin sokaklarında bir hareket, bir görüntü, bir ses alır onu yakalar. Bu çelişkinin söz konusu olduğu kaçış planlarında paradoksun temel kaynağı sanırım bu denklemde genellikle hesaplanmayan hız faktörü. Hız ya da yavaşlık, hatırlama ve unutmayla doğrudan ilişkili kavramlar. Hatırlamak istiyorsan yavaşla, unutmaya niyetliysen koş! Planlı yaşamak hakkında beceri geliştirememiş insanlardan biri olarak ben de bu denklemi eksik kurmuş olmalıyım…

okumaya devam