Kavak ağacı

Gözlerini kapattı, derin bir nefes aldı. Adımlarının ağırlığından ve duraksamalardan belliydi ki uzun bir yol almıştı. Yavaşlayıp vadiden aşağıyı izlemeye koyuldu. Yere çömeldi, elindeki küçük çubukla önündeki kuru toprağı ileri geri eşeledi. Bir şey hatırlamış gibi başını kaldırdı, elindeki çubuğu sanki az önce önündeki toprakta oyaladığı düşüncelerin ağırlığıyla birlikte yana doğru fırlattı. Ve önündeki alabildiğine açık derinliği, vadiyi seyretmeye koyuldu tekrar. Kavak ağacının ne çok yaprağı vardı. İnce uzun gövdesi, tazecik parlak yeşil yaprakları… Gövdesi gibi uzun gölgesi. Ses duymuş gibi yerinden hızlıca kalktı, arkasına baktı birini bekliyormuş gibi, yeniden…

okumaya devam

Av düzenliyor birileri kör karanlıkta

Kapı tam üç kez çaldı. Sokakta rüzgar yoktu. Tam üç kez sessizlik oldu. Pimapen kapılı tek katlı bir evde; dört kadın, üç çocuk ve demli çay… Üç adam, dört asker,iki sivil… Ev doldu yeniden. Taştı pencerelerden anlaşılamayan bir gürültü… Kadın bağırdı zamanın ve sesin hızını aşıp “niye geldiniz?..” Üç kez yine sessizlik oldu. Sivil adam asker adamı hafifçe öne itti. “Bişey demeye geldik” dedi. “Niye geldiniz?” diye gürledi kadın; içi aktı sonra. “Bişey demeye geldik” dedi asker tekrar. Sonra bir şey diyemedi. Bir çocuk vurmuş sahile. Biri vurulmuş, biri acıkmış,…

okumaya devam

Sakin adam güncesi -4

Merhaba sevgili okur. Güzel bahar aylarının ardından yeniden sizlerle beraber olmanın mutluluğu içerisindeyiz. Bahar erken açan mandalina çiçeklerinden gelen mesajla güldürmüştü yüzlerimizi. Taşranın dar sokaklarında öksüren kömür dumanı, yerini ıhlamur ve yasemin esansına bırakmıştı. Yumuşak geçen kıştan pek şikayetçi değildik. Bahar zaten bizim mevsimimiz. Nihayetinde ılıman iklimin insanlarıyız. Nihayet yaz geldi. Sakin kentimizin ismiyle kontrast oluşturan popülaritesi de yeniden yükselişe geçti. Normal şartlarda en fazla dört kişinin yan yana yürüyebileceği Sığacık Kaleiçi’nin dar sokaklarına, yüzlerce ziyaretçi eşzamanlı intikale başladı. Şimdi yerli halkın bahçelerinden topladıkları meyve ve sebzeler tezgahlara sıralanacak. Evlerinde…

okumaya devam

Homeros bize ne söylüyor?

Heykeltıraş Cahit Koççoban’ın yaptığı Homeros heykeli, Teos Yazarevi’nin bahçesine kondu. Teos’tan, İzmir’in güney ucundan yaşadığı toprakları seyrediyor. Biz de Akkum tepesinde lir çalan Homeros vesilesiyle biraz şarap içip, Anadolulu heykeltıraş Cahit Koççoban ve alaylı felsefeci Muharrem Yakup ile söyleştik. Homeros’un heykelini yaptınız. Yazarevi’nin bahçesine kondu. Elinde lir, tepeden Akkum’u seyreden bir Homeros… Cahit Koççoban: Burada önce Şadan Gökovalı’yı saygıyla anayım. Cevat Şakir’in manevi oğluydu. Azra Erhat, Sabahattin Eyüboğlu, Bedri Rahmi, İsmet Zeki, Cengiz Bektaş’la birlikte, Anadolu’nun kıymetini bilen aydınlardı bunlar. Mavi Anadolu grubunu kurdular. Ege bölgesinden başlayarak Anadolu’yla övünen bir…

okumaya devam

Ruhisu Can Al ile sürdürülebilir kalkınma hedefleri üzerine: Kalkınmayı sürdürülebilir kılmazsak yaşanabilir bir dünya kalmayacak

Birleşmiş Milletler’in 17 başlıkta topladığı Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri, yerel yönetimleri de sürecin sorumlu ve inisiyatif sahibi bir aktörü olarak tanımlıyor. Seferihisar Belediyesi de bu süreçte yer alarak yaşanabilir bir dünya için kendi üzerine düşeni yapma arzusunda. Belediye’nin bu doğrultudaki çalışmasını koordine eden Ruhisu Can Al ile bu projenin kapsamını ve Seferihisar’da nasıl yaşama geçirileceğini konuştuk: SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA HEDEFLERİ Yoksulluğa son Açlığa son Sağlıklı Bireyler Nitelikli Eğitim Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Temiz Su ve Sıhhi Koşullar Erişilebilir ve Temiz Enerji İnsana Yakışır İş ve Ekonomik Büyüme Sanayi, Yenilikçilik ve Altyapı Eşitsizliklerin Azaltılması…

okumaya devam

Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer: Sürdürülebilirlik katılımla mümkün

Nasıl insanoğlu obeziteden kurtulunca daha sağlıklı, daha uzun ve daha mutlu bir hayat yaşıyor; toplumlar da hızlı bir büyüme kavgasından uzaklaştıkça sürdürülebilir, uzun soluklu ve sağlıklı bir yaşam kurmuş olacaklar kendileri için. Seferihisar, işte bunu başaracak. – Seferihisar Belediyesi olarak sürdürülebilir kalkınma gibi bir gündeminiz var. Sürdürülebilirliğin anlamı ne sizin için? – Tunç Soyer: Dizginsiz büyüme ve kalkınma tutkusunu ben obeziteye benzetiyorum. Belki de bunun kökeni çok eskilerde. Avcı toplayıcılık zamanlarında insanlar beslendiği gıdaları mevsiminde toplamak zorunda kalmış. Onun için de bir telaşları olmuş. “Şu hurma iki gün sonra bitecek,…

okumaya devam