Denize sahip çık

Balıkçılık baba mesleğim. Denizde doğdum, denizde büyüdüm. Sığacık’ın eskilerindenim. Fırsat buldukça Seferi Keçi sayfalarında size hem Seferihisar’da geçmiş yaşantımızdan bahsedip anılarımı tazeleyeceğim. Hem de en iyi bildiğim konuda, deniz ve balıkçılık konusunda tecrübelerimi paylaşacak, önemli bulduğum noktalara dikkatinizi çekeceğim. Bu sayıda balıkçılığın en genel sorunlarından başlayalım. Vira bismillah. Çupra, levrek ve daha birçok türün erkeği, dişi ile teması olmadan yumurtayı döller. Dişi balık bir aya yakın zaman dilimi süresince karnında olgunlaşmış yumurtaları bırakır. Erkek balık bıraktığı spermle saliseler içinde bu yumurtaları döller. Bu yumurtlama ve dölleme süreci bir ay kadar…

okumaya devam

‘Köylü ürettiğini satarak mutlu olsun, tüketici aldığı üründen mutlu olsun, bizim derdimiz bu’

  Seferihisar Belediyesi Tarımsal Hizmetler Sorumlusu Şevket Meriç ile söyleşi: “Tarımsal üretimin yerel ve belki daha fazla genel etkenlerden dolayı hak ettiği maddi karşılığı bulamaması, insanların ürettikleriyle geçinememesi… Bu Türkiye’nin en büyük sorunlarından biri. Seferihisar’da üreticiye verilen bu tür destekler sayesinde insanlar köylerinde kazandıklarıyla geçimlerini sağlayabiliyorlar.” Yıllardır bütün ülke tarımda kötüye gidişi tartışıyorken, bazı illerimizde son on yılda kırsal nüfus üçte bir, dörtte bir oranında azalmışken, Seferihisar tarım odaklı bir yerel kalkınma yönünde adımlara sahne oluyor. Elbette sorunları bitmiş değil, ama Seferihisarlı çiftçiler, Belediye’nin önayak olduğu girişimlerle, ekonomik ve fiziksel…

okumaya devam

Alplerde bir Dersimli: Ekber abi ve dağ keçileri

Devam etmeyeceğini söylediğinde zirveye aşağı yukarı beş yüz metre vardı. Karla kaplı, kısmen düz bir bölgedeydik. Hava şartları tek kelimeyle mükemmeldi. Doğa, tadına doyum olmaz bir güzellik sunuyordu. Biz Hochschwab dağ grubunun doruk noktasını (2.277 m) hedeflerken Ekber abi tek bir iyi karenin peşindeydi. Hiç olmazsa bir dağ keçisini* bir kayadan diğerine atlarken görüntülemek istiyordu. Uzun ve zorlu bir yolculuğun sıradaki durağıydı bu kare. Hikâye ise onlarca yıl öncesine dayanıyordu. İlk makine ve yaban hayatı Yaklaşık 20 yıldır Avusturya’nın St. Pölten isimli kentinde yaşayan Ekber abi, ilk fotoğraf makinesini İstanbul›dayken…

okumaya devam

Çocukluk Çağı Obezitesi

Sosyal Haklar Derneği Gıda Hakkı Çalışma Grubu “Çocukluk Çağı Obezitesi Raporu”nu kamuoyuyla paylaştı. Raporda obezite farklı yönleriyle ele alınıyor; özellikle yüksek miktarda yağ, şeker ile tuz içeren ve abur cubur diye tanımlanan gıdaların çocuklar açısından taşıdığı tehlikelerin altı çiziliyor. Günümüzün en ciddi sağlık sorunlarından biri olarak kabul edilen obeziteyle mücadele için kapsamlı öneriler de raporda mevcut. Nilüfer Oktay’ın Seferi Keçi için özetini hazırladığı çalışmaya http://sosyalhaklarderneagi.org’dan ulaşılabilir. Raporu hazırlayan gıda mühendisi Dr. Bülent Şık, KHK ile üniversitedeki işinden çıkarılan akademisyenlerden ve görüldüğü gibi, toplum için bilim üretmeye devam ediyor. “Obezite sorunu…

okumaya devam

Bugünün çocuklarına değerler öğretimi

 / Selver Tutan Sevgi, saygı, barış, şefkat, dayanışma, şiddetten kaçınma, hoşgörü ve benzerleri neredeyse her toplumda önemsenen toplumsal değerlerdir. Değerler toplum için önem taşıdığından bu değerlere uygun davranan insanlar da toplum içerisinde değerli görülür. Özetle; değerler toplumsal yaşamımızı düzenler ve kolaylaştırır. Herkes için daha iyi bir dünya oluşturma çabası içinde olan bir eğitim sistemi, alt yapısında herkes için geçerli pozitif değerleri içeren ve eğitimin amaçlarını kazanım haline getiren bir durumda var olmalıdır. Bu amaç doğrultusunda insanlığın oluşturduğu ve devam ettirdiği evrensel değerlerin öğretilmesi, yeni nesillere aktarılmasında değerler eğitimi önemli bir…

okumaya devam

Sığacık’ta Atatürk ile karşılaşan üç çocuktan birisi: Hasan Kozan

Seferihisar’ın Çınarları / Saadet Erciyas ___________   Renkli, gülen gözlerle bakıyor Hasan Kozan. Mavi mi yeşil mi kestirmek zor. Yüzünde derin çizgiler… Sığacık’ın en yaşlı, en görmüş geçirmiş balıkçısını sorunca “Topal Hasan’a gideceksin” demişlerdi. Şimdi, Sığacık’ın Kaleiçi’ndeki, beyaz badanalı, tertemiz uzun sokaklarında bir akşamüzeri söyleşisi yapıyoruz Hasan Kozan’la. Başında gri bir kasket, üzerinde kahverengi ütülü bir gömlek… Hasan Kozan 1926 doğumlu. Hasan Kozan’ın dedesi Mora’dan gelmiş. Kozan, ilkokulu Sığacık’ta üç yıl okumuş, şahadetnamesini almış. Ondan sonra babasının yanında çalışmaya başlamış. Kardeşi Yaşar Kozan beş sene okumuş. Babasının rençper olduğunu söylüyor. Ekip biçtikleri…

okumaya devam

Seferihisar’dan kadın bisikletçiler anlatıyor…

      Çocuklarımdan sonra bisiklet… Yazan: Aysel Memen __________________________ 1966 Konya-Ereğli doğumluyum. İki erkek evlat annesiyim. Emekliyim. Bisiklet maceram ve tutkum annemin ablama aldığı ve dört kardeşimin de bisiklete binmeyi öğrendiği mavi renkli dolma tekerlekli bisiklete dayanıyor. Bu tutku, Ereğli’de işe bisikletle gidip gelen ilk kadın olarak devam etti. 2013 yılında Seferihisar’a tayin oldum ve Doğa Sanat Felsefe Derneği’nde Ahmet Nail arkadaşımla tanıştım. Onun bisiklet tutkusu benim içimdeki özlemi ve tutkuyu yeniden ortaya çıkardı. Ahmet Nail’in öncülüğü ve desteğiyle üç arkadaş bisiklet almaya karar verdik. Daha sonra Sanat Bahçesi…

okumaya devam

Sürdürülebilir bisiklet turizmi ağı yavaş şehre yakışacak

     Efes-Mimas yolu EuroVelo bisiklet rotasına dahil ediliyor. Seferihisar gerek kendi ilçe sınırları içinde yer alan tarihi kentleriyle gerek Efes yolu üstünde bulunması dolayısıyla bu rota üzerinde son derece kilit konumda olacak. Yavaş şehrimizdeki bisiklet hâllerinden geçen yazıda dilim döndüğünce bahsetmiştim. Bu yazıya da kısa havadislerle başlayayım. Yavaş şehir kriterlerinden olan bisiklet yollarıyla ilgili herhangi bir gelişme yok. Bisiklet kullanımını özendirmek ve farkındalık yaratmak için Kent Konseyinin öncülüğünde düzenlenen ve bisikletçilerle birlikte ayda bir gerçekleştirilecek bisiklet sürüş gününün ikincisi düzenlendi. Seferihisar EuroVelo üzerinde İzmir ve dolayısıyla Seferihisar için bisiklet…

okumaya devam

Koş baba koş… Her adım bir nefes, her adım bir yaşam

Gökhan Güneri ile röportaj:  “Çocuğunuz kistik fibrozis hastası ve bunun henüz tedavisi yok.” Bu sözleri duyduğunda başlamış Gökhan Güneri’nin hikâyesi. Öncesi de var tabii, 13 sene önce Fatih doğduğunda “bir bağırsak rahatsızlığı var, küçük bir operasyon gerekebilir” demişler. Ama ne ameliyat ne ilaç tedavisi kâr etmemiş, hastane hastane dolaşmışlar, bir tedavi bulamamışlar. Burnundan enjektörle besledikleri oğulları sürekli kilo kaybetmiş, ishali devam etmiş. Nihayet kan örneklerini yurtdışına göndermişler, kötü haber oradan gelmiş: Kistik fibrozis. Kistik fibrozis genetik bir hastalık, anne ve babanın taşıdığı genlere bağlı olarak çocuklar yüzde 25 olasılıkla hasta,…

okumaya devam

Kadının işi yok

Melda Onur “Vekil vekil! Bana işe engel olmaktan dava açıyorlar. Peki ya benim işim ne olacak?” Elini kolunu sallayarak öfkeyle derdini anlatmaya çalışan kadın, Erzurum’un Tortum İlçesi’nin Bağbaşı köyündendi. 2011 senesi sonlarıydı. Yeni milletvekiliydim ve yerel mahreçli bir gazete haberinde okuduğum “Leyla HES eylemine gitti diye babaannesi ile görüşmesi yasaklandı” cümlesiyle kendimi Bağbaşı’nda bulmuştum. Çevre konusunu takip edenler, köyündeki kadınlarla birlikte, derelerine HES yapacak şirketin kepçesinin önüne geçince başına gelmedik kalmayan Leyla Yalçınkaya’yı hatırlarlar. Taşeron inşaatçının işine engel olmak ve jandarmaya mukavemetten neredeyse 5 köyün yargılandığı davada, henüz 17 yaşında…

okumaya devam