Seferihisar’ın mandalinası var. Yok olmasın!

Seferihisar deyince akla gelen çok şey var: Yavaş şehirlerin başkenti, Sığacık, Teos Antik Kenti, uzun bir sahil şeridi üzerinde mavi bayraklı plajlar… Dışarıdan birisi önce bunları sayar herhalde. Seferihisarlılar ise bu listenin en başına belki şunu ekleyecektir: Mandalina. Gerçekten de yaz bitip turizm yavaşlayınca, turuncuya dönen bahçelerle birlikte başka bir hareketlilik başlıyor Seferihisar’da. Otobüslerle tarlalara taşınan işçiler, ağaçların arasında yoğun bir çalışma, kasa kasa toplanıp tesislere taşınan, oradan kamyonlarla sadece Türkiye’nin değil dünyanın dört bir yanına ulaştırılan mandalinalar. Tabii bu hareketlilikten nasiplenen, bahçelerden göz hakkını alan, eli yüzü sararana kadar…

okumaya devam

Tunç Soyer: Başka bir dünya için, birlikte üretip birlikte yönetmek…

Geçtiğimiz günlerde Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası’nın Seferihisar’da düzenlediği “Alternatif Yerel Yönetim Modelleri ve Tohum Politikaları” başlıklı panele, Muğla Menteşe Belediye Başkanı Bahattin Gümüş, Tunceli Ovacık Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu ve Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer konuşmacı olarak katıldılar. Hedefledikleri ve başardıklarıyla Türkiye’de alternatif bir yerel yönetimin mümkün olabileceğinin bizzat ispatı olan bu üç kıymetli yerel yöneticinin konuşmalarına dizi halinde seferikeci.com’da yer vermeye devam ediyoruz. Bahattin Gümüş ve Fatih Mehmet Maçoğlu’nun konuşmalarını yayınlamıştık. Şimdi söz Tunç Soyer’de… ÖNCEKİ KONUŞMALAR: – Bahattin Gümüş: “Sloganımız ‘Menteşe’yi birlikte yönetiyoruz’” – Ovacık’ın komünist…

okumaya devam

Ovacık’ın komünist başkanı Maçoğlu: “Bir kere selam vermedim, ‘buna ne olmuş?’ dediler

Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası’nın geçtiğimiz günlerde Seferihisar’da düzenlediği yaz kampı önemli etkinliklere sahne oldu. Bunlardan biri de Muğla Menteşe Belediye Başkanı Bahattin Gümüş, Tunceli Ovacık Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu ve Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer’in konuşmacı olarak katıldığı, Turgut Köyünde gerçekleşen, “Alternatif Bir Yerel Yönetim ve Tohum Politikaları” paneliydi. Hedefledikleri ve başardıklarıyla Türkiye’de alternatif bir yerel yönetimin mümkün olabileceğinin bizzat ispatı olan bu üç kıymetli yerel yönetici, konuşmalarında kendi bölgelerindeki çalışmalarını paylaştılar. Olağan bir yerel hizmetin ötesinde üretici destekleyen bir belediyecilik anlayışını örneklediler ve özellikle katılımcı bir yerel yönetimin…

okumaya devam

Lavanta Seferihisar’ı, Seferihisar lavantayı sevdi

Seferihisar Belediyesi geçtiğimiz günlerde Turgut köyünde bir Lavanta Pazarı düzenledi. Lavantanın çiçeği, kurusu, yağı, sabunu, üretici stantlarında satışa sunuldu. Yağ sıkma, dikim gibi atölyeler yapıldı. Görünen o ki Seferihisar’da hem üreticinin hem halkın lavantaya ilgisi artmış. Biz de, Seferihisar’da lavanta üretimi nasıl başladı, nereden nereye geldi, tüm bunları Seferihisar Belediyesi Tarımsal Hizmetler sorumlusu Şevket Meriç’e sormuştuk. Buyurun… – Lavanta ve Seferihisar, nasıl başladı bu ilişki? – Şevket Meriç: Aslında çok yeni. 2009 yılından beri, başta Başkanımız olmak üzere Belediyemizin aklını kurcalayan en önemli konulardan birisi, tarımda alternatif ürünlere geçme meselesi.…

okumaya devam

Yaşamın sürekliliği için yerel tohumların önemi ve Takas Şenlikleri

En iyi tohum bankası topraktır, her yıl bu tohumlarla üretim yaparak sürekliliğini sağlayan insanlardır. Zaten bin yıllardan beri yerel tohumlar bu günlere böyle gelmiştir. Yerel tohumları koruyup yaygınlaştırarak gelecek kuşaklara aktarmak en önemli sorumluluğumuzdur.   Çokuluslu şirketler tüm dünyada her alanda olduğu gibi tarım alanında ve dolayısıyla tohumlar üzerinde de egemenlik kurmaya başladılar. Bundan dolayı yerel tohumlar hızla yok olmaya başladı ve bu tohumların geleceği, yani yaşamın sürdürülebilirliği tehlikeye girdi. Bu yüzden birçok ülkede küçük çiftçiler ve tüketiciler yerel tohum hareketleri içinde örgütlenmeye başladılar. Bir düşünelim tohumsuz bir yaşam olabilir…

okumaya devam

Yerel tohumlara özgürlük

Yerel tohumların çiftçi elinde üretilerek, ürünlerinin tüketiciye ulaştırılması gereklidir. Bu amaçla ekolojik köylü pazarları kurulmalı, topluluk destekli tarım grupları oluşturulmalıdır. Bu ürünler doğrudan çiftçiden tüketiciye, çiftçi için iyi, tüketici için makul fiyatlarla ulaştırılamazsa şirket tohumlarının hegemonyası her geçen gün daha yoğunlaşacak.   Seferihisar’ın Gödence köyünde çiftçiler çok lezzetli eski bir yerel domates çeşidini kaybetmişlerdi. Bu çeşide bir daha ulaşılamadı. Kooperatif başkanı Özcan Kokulu ve çiftçiler var olan diğer yerel domates çeşitlerinin yanında üstün lezzeti nedeniyle Çanakkale’den gelen bir pembe domates çeşidini tohum takas şenliklerinden alarak kullanmaya karar verdiler. Bir yıl sonra…

okumaya devam