İzmir deyince aklınıza ilk ne gelir?Kızları güzeldir, evet doğru… Kordon, deniz; bunlar da tamam… Boyoz; bazıları biraz yağlı bulur ama tabii ki boyoz… Karşıyaka, Göztepe; eyvallah, bunlar da tabii… Ve elbette Cumhuriyet…Liste daha uzayabilir ama şu kimsenin aklına gelmez, İzmir aynı zamanda bir tarım kentidir. İzmir’in topraklarının %30’u tarım arazisidir mesela. 2018 yılında İzmir’in ürettiği toplam tarımsal değer 18,9 milyar liradır. Bu tüm Türkiye’nin ürettiği değerin yaklaşık %12’sidir. Yine aynı yıl İzmir’in tarım, gıda ve hayvancılık sektöründe yaptığı ihracat 2,43 milyar doları bulmuş. Bu Türkiye’nin tarımsal ihracatının yaklaşık %14’ü. İzmir’in…
okumaya devamBütün Yazılar
Yaprak döker bir yanımız, bir yanımız bahar bahçe
Çinlilerin birisine beddua etmek istedikleri zaman söyledikleri bir söz varmış; “tuhaf zamanlarda yaşayasın”. Bundan daha tuhafı nasıl olabilir ki.Neden söz ettiğimi biliyorsunuz. Bir yıldan uzun bir süredir pandemi illetiyle yaşıyoruz. Yüzümüzdeki maskelere, avuç avuç dökündüğümüz kolonyalara çoktan alıştık. Bu kolay tarafı oldu. Zor olan insan hayatlarını her gün yayınlanan turkuaz tablolardaki rakamlarla ölçmekti, buna bile alıştık. Tüm endişemiz kendimizin, sevdiklerimizin o tabloya dahil olmasıydı. Ona da alıştık.Aslında bıçak sırtında yaşıyor, her gün hayatta kalma mücadelesi veriyoruz ama farkında değiliz. Ya da farkındayız ama sıradanlaştı, buna da alıştık.İşte bu şartlarda ve…
okumaya devamKayıp mermerin izinde
15. yüzyılda Roma’daki antik kalıntılar arasında tuhaf ama güzel bir tür mermer ortaya çıktığında, bunun kökeninin 500 yıl sonra, üstelik Türkiye’de bulunacağını kimse tahmin edemezdi. Bu makale, bizi bu antik mermerin muazzam ve garip dünyasına götürecek olan kısa bir dedektiflik hikayesidir. Konusu bir taştır, efsanevi değeri modern tarihçiler, arkeologlar ve bilim insanları arasında giderek büyüyen bir taş. Sonunda bu taşın gizemi, yalnızca birkaç yıl önce Seferihisar’da Teos kalıntıları arasında çözülecektir. Çeviren: Şule Gönülsüz 15. yüzyıl Roma’sındayız. Küçük bir kasabanın civarına yayılmış harabelerin ortasında bir adam, Giacomo, elinde kürekle kalakalmıştı. Deseni…
okumaya devamRobi’yi ararken -1
Robi ile tanışmamızı anlatarak başlayayım hikâyeye. İstanbul Tarabyaüstü’nde bahçe içinde iki katlı bir evin ikinci katına yeni taşınmıştık. Kedi nüfusundan dolayı seçmiştik bu evi; çünkü çok kullanışlı, kocaman bir çatı katı ve neredeyse teras diyebileceğimiz balkonu vardı. Balkonu güzelinden bir tel örgüyle kapatıp kedilerin güvenliğini de sağlama alınca her şey tamam oldu. Evi kısa zamanda keşfettiler ve sevdiler. Ben onlardan daha zor alıştım eve aslına bakarsınız. Ev sürprizlerle doluydu çünkü. Birini anlatayım mesela; kedilerin tuvaleti balkonun bir köşesindeydi. Bir gece, evdeki ilk kedi tuvaleti temizliği için balkona çıktım. Sisli, bulutlu…
okumaya devamDüzce köyünün tarihsel mirası Abderalılarla gün yüzüne çıkıyor
Seferihisar sevdalısı bir grup aydın ve sanatçı bir süre önce Abderalılar adı altında bir araya gelip birleştiler. Seferihisar’ın tarihsel ve kültürel kimliğini zenginleştirmek, zaman içinde tahrip olmuş ve yok olmaya yüz tutmuş bazı değerleri gün yüzüne çıkarmak üzere bazı çabalara giriştiler. Kaybolmaya yüz tutmuş zanaatların da yaşatılacağı bir sanat sokağının düzenlenmesi ve bir kent müzesinin kurulması gibi girişimlerin yanı sıra, dikkatlerini yönelttikleri esas alanlardan biri, Seferihisar’ın Düzce köyü oldu. Düzce köyünün yani eski adıyla Hereke’nin mazisi, ta antik döneme, Herakleia adıyla bilindiği zamanlara gidiyor. Ama bu tarihsel miras korunamamış, geçmişi…
okumaya devamZeytin bütün ağaçların ilkidir!…
(Olea prima omnium arborum est…) Zeytin bütün ağaçların ilki de zeytin denilince esas olarak alfabenin son harfinden yola çıkmak gerek. Zira bu son harfin zeytinle ve onun ölümsüzlüğüyle olan bağlantısı bu sonluluğu sonsuzluğa, ölümsüzlüğe çevirmekte kültür tarihi içinde. Bazı alfabelerin son harflerinin belki de böyle bir kaderi var. Yunancada alfabenin son harfi olan ‘Z/Zeta’ hem ölümsüzlük simgesidir hem de zeytini simgeler. Vassilis Vassilikos’un “Z/Ölümsüz” adlı romanını anımsayın lütfen. Costa Gavras tarafından 1969 yılında filme de çekilen bu roman, faşistlerce öldürülen bir komünist milletvekili üzerinden Yunanistan derin devletini sorgulayan savcı üzerinedir.…
okumaya devamZeytinyağının hası…
En üstün kaliteli zeytinyağına natürel sızma deniyor. Bu uluslararası bir standart. Natürel sızma özelliklerinin çoğuna (ama hepsine değil) sahip ikinci kalite zeytinyağına da natürel birinci deniyor. Şöyle bir tabloyla gösterelim: Yani natürel sızma zeytinyağının asit oranı 0,8’in, peroksit oranı ise 20’nin altında olması, bunun yanı sıra hiçbir duyumsal kusur içermemesi ve en az bir olumlu özelliğe sahip olması gerekiyor. Natürel sızmaya kaliteli bir zeytinyağı için asgari standart diyebiliriz. Ama bu sınıfın içinde de geniş bir yelpaze var. Daha üstün kalite yağ arıyorsanız doğru zamanda hasat veya sıkım ve muhafaza için…
okumaya devamSağlığınız için de zeytinyağı
MÖ 4. yüzyılda yaşayan, modern tıbbın babası olarak bilinen Hipokrat, zeytinyağıyla ilgili altmışın üzerinde tıbbi kullanımdan bahseder. Dermatolojik hastalıklar, yara ve yanıklar, jinekolojik hastalıklar ve kulak iltihapları gibi harici kullanım alanlarının yanı sıra hazımsızlık ve diğer mide ve bağırsak rahatsızlıkları gibi iç hastalıklarında kusturucu olarak kullanımını anlatır. Antik tip geleneklerinde aromaterapinin önemli bir yeri vardı. Eski metinlerde hastaları sakinleştirmek veya iyileştirmek için bitkilerle demlenmiş sıcak zeytinyağı reçeteleri bulunur. MS 1. yüzyılda yaşayan Yaşlı Plinius özellikle daha olgunlaşmamış zeytinlerden elde edilmiş zeytinyağının şifa verici olarak kullanılmasını savunuyordu. Günümüzde erken hasat…
okumaya devamİzmir’in benzersiz zeytinyağları
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın verilerine göre Türkiye’de 2019 yılında sofralık zeytin üretimi 415 bin ton, yağlık zeytin üretimi 1 milyon 110 bin ton olmuş. Toplam 225 bin zeytinyağı üretilmiş.Türkiye sofralık zeytin üretiminde İspanya ve Mısır’ın ardından dünyada üçüncü, zeytinyağı üretiminde ise yaklaşık 193 bin ton üretimi ile İspanya, İtalya, Yunanistan ve Tunus’ un ardından beşinci sırada yer almaktadır. Ancak üretim miktarı İspanya’nın beşte biri.Türkiye’de kişi başı zeytinyağı tüketimimiz de artıyor. 2001 yılında 1,3 kg iken 2 kg’a yükselmiş.Türkiye’de Aydın, İzmir ve Muğla zeytin ve zeytinyağı üretiminde ilk üç ilimiz. Zeytin…
okumaya devamYönetmen Kibar Dağlayan Yiğit: ‘Belgesel, derdi olan insanın işi’
“Ben belgeselin derdi olan insanla ilgili olduğunu düşünüyorum, bir yaşam biçimi gibi. Bir derdin varsa anlatıyorsun, yoksa bir hobi olarak yapamazsın belgeseli, belki kısa film yapabilirsin ama bir belgesel olmaz. Belgesel bence muhalif olmadır.” O sinema ile kendini keşfetmiş bir emekçi, kamerayla tanıştıktan sonra yaşamını değiştiren bir kadın, kamerasıyla hikâyeler anlatan belgesel sinema yönetmeni Kibar Dağlayan Yiğit.2018 Ekim ayında Sığacık Yazarlar Evi’nde sessiz sedasız bir proje başladı. “Mahallemizin Kadınları Sinema Yapıyor” kadınların kamera ile kendileri anlatması amaçlanmıştı. Ürkek bir heyecanla başlayan kadınlar; güler yüzü, ışıl ışıl gözleri ve her an…
okumaya devam“Büyükşehir Belediyesi’nin tarıma ve kooperatiflere desteği artarak sürecek”
İzmir Büyükşehir Belediyesi bu yılın ilk aylarında 28 kooperatifle 2021 yılı için ürün alım sözleşmesi imzaladı. “Kentlerde Sürdürülebilir Su Politikaları Zirvesi” ne ev sahipliği yaptı. İlgiyle izlediğimiz bu konular üzerine, Bornova’da yeni açılan Can Yücel Tohum Merkezi’ni ziyaretimiz sırasında buluştuğumuz İzmir Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Daire Başkanı Şevket Meriç’le sohbet etme şansı bulduk. – İzmir Büyükşehir Belediyesi, tarım politikaları bakımından diğer büyükşehirlere de örnek ve esin kaynağı olan adımlar atıyor. Belediye’nin bu konudaki yaklaşımını özetleyebilir misiniz?– Şevket Meriç: Yerel yöneticilik sadece kentin temizliği, yolları, altyapısı gibi temel konularda kentsel hayatın…
okumaya devam