Akarca, dev balıkçı barınağına karşı!..

Seferihisar’ın sahil şeridinde yer alan Akarca’da yaşayanlar, bu sene huzurlu bir yaz geçiremedi. Tek sebep koronavirüs değil. Kaygılılar, çünkü Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Akarca sahiline yapılacak dev bir balıkçı barınağı projesini açıkladı. Yaşamlarını altüst edecek bu projeye karşı Akarcalılar birleşti, bir platform oluşturdu ve hukuki yollarla bu projeyi engellemek için mücadeleye girişti. Akarca Sivil İnisiyatif ve Hizmet Platformu’nun kurucu ve sözcülerinden Hakan Tüte ve Şaban Başağaç’la projeyi ve olası etkilerini konuştuk.   Balıkçı barınağı deyince insanın aklına küçük ve masum bir şey geliyor, öyle mi?..– Hakan Tüte: Liman demek daha…

okumaya devam

İlkay Akkaya’nın kedileri: Loli

Kendimi bildim bileli hayvan dostlarım oldu hep. Her biri farklı bir kişilik; kimi neşeli, kimi karamsar, kimi öfkeli, kimi şefkatli, korkak, cesur, meraklı, miskin… Ortak bir noktaları var; iyiler. Tasarlayarak kötülük yapmıyorlar. Çok da hikâyem var tabii onlarla ilgili. Birini anlatmak istiyorum şimdi…Adı Boncuk olan, güzeller güzeli bir kedim vardı. Beyaz- kumral bir tekir. Fikret Otyam tablolarındaki kadınların gözleri gibiydi gözleri, bakmaya doyamazdım. İlk bebeklerini doğurmuş, mutlu bir lohusalık dönemi geçirmişti. Bebekleri dört aylık olmuştu. Kısırlaştırma ameliyatına karar vermiştim ama günlük koşuşturma içinde hep erteleniyordu.Bir gün stüdyodan eve, her zaman…

okumaya devam

Adını Bergama’dan alan parşömen 2000 yıldır ustaların elinde hayat buluyor

“İşlemediğim bir insan derisi kaldı, her şeyi işledim, yılan, çıyan ne varsa… Bazen İstanbul’da fabrikacılarla, ustalarla bir araya geliyoruz. Zig deri işleyeni var, kösele işleyeni, kürk işleyeni. Bana soruyorlar, sen ne yapıyorsun? Hepsini yapıyorum. Onların makineyle yaptığını ellerimle, kollarımla…”Böyle söylüyor İsmail Usta, Anadolu’nun son karatabağı, iki bin yıllık bir zanaatı bugüne taşıyan, adını Bergama’dan alan parşömeni üreten İsmail Araç. İsmail Ustayla karşılaşmamız aslında hoş bir sürpriz oldu. Bergama’ya, onun çıraklığını yaparak parşömen yapımını öğrenen ve bu zanaatı geleceğe taşımaya çalışan Nesrin Ermiş’le tanışmaya gelmiştik. Ustanın yakın zamanda bir kalp rahatsızlığı…

okumaya devam

BİR’lik belgeseliyle, Köy-Koop İzmir Birliği’nin doğuşu ve gelişimi: Köklerden geleceğe…

Seferi Keçi olarak çok önemli bir işe imza attık. Köy-Koop İzmir Birliği’nin kuruluş hikâyesini anlatan bir belgesel hazırladık: BİR’lik… (Belgeseli izlemek için: https://youtu.be/YkYYiusyk-s )“Çok önemli” derken kendi yaptığımız işi abartmıyor, büyüklenmiyoruz. Önemi, anlattığımız hikâyenin büyüklüğünden ileri geliyor. 1960’lı yıllarda başlayan, kelimenin gerçek anlamıyla yokluk içerisindeki köylülerin örgütlenerek başardığı işlerin büyüklüğünden… Bunu yansıtabildiysek, anlatılmasına aracı olabildiysek, ne mutlu bize. Ne başarmışlar peki? Kısaca anlatalım. 1960’lı yıllarda İzmir’in çeşitli köylerinde, kimi birbirinden habersiz kimi birbirinden feyz alarak, bir kooperatifleşme hareketi başlamış. Daha önceki kooperatiflerden farklı olarak, devlet eliyle kurulmayan, doğrudan köylünün ihtiyaçlarına…

okumaya devam

Seferihisar’ın bağlama hocası Murat Sincer: ‘Türküleri de sit alanı gibi görmemiz lazım’

Seferihisar sokaklarında sırtında sazıyla Murat Hoca’yı muhakkak görmüşünüzdür. Kimi zaman yalnız kimi zaman öğrencileriyle birlikte, bazen bir derse bazen koro çalışmasına yetişmeye çalışırken… Murat Sincer, Seferihisar Belediyesi Türk Halk Müziği Topluluğu şefi ve bağlama öğretmeni. Aynı zamanda “Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı” bir ozan. Seferihisar’da ve müzik merkezinin bulunduğu Karabağlar’da bugüne dek yüzlerce öğrenci yetiştirmiş, akademide ders vermiş. Bu arada iki albüm çıkarmış, bir bağlama metot kitabı yayımlamış.Hem kendisini tanımak hem de halk müziği üzerine düşüncelerini almak için söyleşiyoruz. Müziğe nasıl başladınız, halk müziğine nasıl yöneldiniz, yolunuzun çizilmesinde kimlerden etkilendiniz?…

okumaya devam

Fiziksel mesafeyi koruyalım, sosyal mesafeleri kaldıralım

Artık olağanlaştığı üzere, derginin periyodu yine aksadı. Ama bu sefer mazeretimiz büyük. Koskoca pandemi bütün dünyayı etkilemişken bizim küçük dergimiz bundan nasıl azade olsun… Biraz da bahane yaptık, yaz rehavetimizin kılıfı oldu, bunu da itiraf etmeden geçmeyelim.Yine de boş durmadık. Bu arada bir belgesel çektik. Köy-Koop İzmir Birliği’nin kuruluş hikâyesini anlatan, o dönemi yaşayanların tanıklıklarının anlatımlarına dayanan güzel bir belgesel oldu. Adı “BİR’lik”. Yandaki sayfada daha fazlasını okuyabilirsiniz. Bir de QR kod koyduk, youtube kanalımızdan izleyebilirsiniz. Beğeneceğinizden ve Türkiye kooperatifçilik hareketinin çok önemli bir dönemi üzerine pek çok şey öğreneceğinizden…

okumaya devam