Seferihisar’da yenilenebilir, yeşil enerji atılımı

Yaklaşık bir buçuk yıl önce kurulan S.S. Seferihisar Yenilenebilir Elektrik Enerjisi Üretim ve Tüketim Kooperatifi (SEYEKO), geçtiğimiz Mart ayında ortaklık ön kayıtları almak üzere Seferihisarlılarla buluştu. Seferihisar Belediyesi tarafından kooperatife kiralanan Ulamış köyündeki arazide kurulacak santralde güneş enerjisinden elektrik üretilecek.  SEYEKO yöneticileri Umur Kemal Ozanoğulları ve Adil Alper Coşkun ile Türkiye’nin enerji sorununu ve kooperatifi konuştuk:   – Seferihisar’a ve kooperatife gelmeden önce şunu sormak istiyorum. Mevcut enerji kaynaklarıyla alıp veremediğiniz ne? Neden alternatif ve yenilenebilir enerji kaynakları? Umur Ozanoğulları: Birincisi, mevcut enerji kaynaklarına dayanarak yapılmış bir sistem kirletiyor, tüketiyor…

okumaya devam

Temiz enerji temiz midir?

Güneşe dönmek de güzel ama ne kadar güzel olursa olsun en güzeli her türlü projenin arkasında kapı gibi bir ÇED ve SED olması. Yani hem Çevresel hem de Sosyal Etki Değerlendirmesi gerek. Mesela güneş panellerinin konacağı yerde tarım yapılıyor mu? Mera mı? Hayvan otlatma alanı mı? Kaç aileyi etkiliyor? Yaşamsal faaliyetlere engel oluyor mu? HES’lerle ilişkim çevreci değil yatırımcı tarafında başladı. Serbest iletişim danışmanlığı yaptığım yıllarda farklı sektörlerde faaliyet gösteren bir holdingin bazı iletişim işleri ile uğraşıyordum. HES konusunun henüz pek de sıcak olmadığı, daha ilk kıyametin Fırtına Deresi’nde patladı…

okumaya devam

Yavaş giyim, doğal boyama ve doğal baskı üzerine Beste Bonnard ile söyleşi: Doğanın renkleriyle bezenmek

Geçen sonbahar Facebook’ta İstanbul’daki bir atölye duyurusunu görmüştüm, keşke İzmir’de de olsa demeye kalmadı, birkaç hafta sonra aynı atölyenin İzmir’de yapılacağını gördüm. Hemen kayıt oldum ve belirtilen tarihte heyecanla Seferihisar’dan İzmir’e gittim. Konu çok enteresandı: ecoprint yani çeşitli bitki ve yapraklarla kumaş üzerine doğal baskı. İlk etapta böyle bir şeyi duyunca ve ilk deneyimi yaşayınca benim dahi aklıma “ben bunu hemen öğrenir, para bile kazanırım” fikri oluştu. Ne kadar yanılmışım. İşin içine girince, eğitimi veren Beste Bonnard’ı tanıyıp kendisini takip etmeye, doğal boyama ve bitkilerle baskının felsefesini öğrenmeye başlayınca, şöyle…

okumaya devam

2016 yılında keşfedilen endemik bitkilerimiz

Tamamına yakını lokal ve tehlike altında, elle bir çırpıda sayılabilecek sayılarda olan bu endemik bitkilerimizin çaresiz hastalıklar için ilaç hammaddesi içerebilme, anasonda olduğu gibi tarım bitkileri için de bir gen kaynağı olabilme potansiyelleri vardır. Ancak korunmaları için mutlaka bir işe yaramaları gerekmez, onlar milyonlarca yıldır Anadolu’nun gerçek sahibidirler ve saygıyı, korunmayı sırf bu yüzden hak ederler. Heyecan verici bir doğası vardır Türkiye’nin. Engin ovalarında ilerlerken aniden karşınıza yüce bir dağ çıkabilir, bir dağın kurak ve kavruk bir yüzünün aksine öbür yüzünde sizi sürekli nemli bir iklim karşılayabilir. Deniz seviyesinden beş…

okumaya devam

Doğanın coğrafyamıza özel bir armağanı: Hurma zeytin

Terra Madre (toprak ana) günü bu yıl Seferihisar’da Beyler Köyü’nde bir etkinlikle kutlandı. Slow Food gönüllülerinin katkılarıyla düzenlenen etkinlikte geleneksele yemekler yapıldı, tarhana çorbası, istiridye mantarı, çalkama ve ata ekmeği dağıtıldı. Bu etkinliğin özel bir amacı da yöreye has bir zeytin olan hurmanın değerine dikkat çekmekti. Biz de etkinlikte rastladığımız, tarım alanında uzman gazeteci ve danışman Tuncer Beybağ’a sorduk, nedir bu hurma zeytin? Seferihisar’da halk bu zeytine furma zeytin der. Ama asıl ismi bütün her yerde hurma zeytindir. Hurma zeytin dünyada başka hiçbir ülkede olmayan çok özel bir zeytindir, sadece…

okumaya devam

Haritaları üst üste bindirmek

Ekolojik bakış açısı dediğimiz de bu değil mi? Haritaları üstüste koyarak tercih yapmak, karar vermek, politika belirlemek. Hükümetin haritası ise çöl gibi görünen bir ülkedeki madenlerden ibaret. Bugün ülkenin en verimli tarım arazilerini taş ocaklarıyla delik deşik eden, ülkenin derelerini inşaatçılara peşkeş çekerek ovalarını, hayvanlarını, köylerini susuz bırakan da bu tek boyutlu bakış açısı. Çocukken en sevdiğim kitap atlastı. Rengârenk bayraklarıyla ülkeler, renkli renkli her biri keşfedilmeyi bekleyen büyüklü küçüklü haritalar, ırklar, diller, dinler, yeryüzü zenginlikleri, yeraltı zenginlikleri, dağlar, ormanlar, göller, nehirler… Her birinin bir haritası vardı. Dünya devletlerini tek tek…

okumaya devam