Bütün Yazılar

Mavi Anadoluculuk akımı: Helenizm’in kültürel ve tarihi hegemonyasına bir başkaldırı

Antik Çağ Anadolu medeniyeti ne salt Helen’dir ne de bizim kültürel mirasımızın dışındadır. Aksine Yunanlılar kadar bizim de mirasçı olduğumuz bir değerdir. Bu mirasçı olma durumu da sadece kültürel açıdan değildir. Mavi Anadoluculuk akımı işte bu ihmalkârlığa, ötekileştirmeye, bize ait olan bir kültürel mirasın Helenleştirilerek Yunanistan’a altın tepsi içerisinde hediye edilmesine bir başkaldırıdır. Mavi Anadoluculuk akımının düşünsel temelleri Halikarnas Balıkçısı olarak da bilinen Cevat Şakir Kabaağaçlı tarafından atılmıştır. Bu akım aynı zamanda Azra Erhat, Sabahattin Eyüboğlu, Derman Bayladı, Vedat Günyol, Bedri Rahmi ve Cengiz Bektaş gibi birçok aydın ve sanatçı…

okumaya devam

Prof. Dr. Aslıhan Aykaç: ‘Piyasaya karşı dayanışma şart’

Prof. Dr. Aslıhan Aykaç Ege Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde öğretim görevlisi. Kendisini daha çok neoliberalizm ve emek süreçleri, çalışma ilişkileri üzerine çalışmalarından tanıyoruz. Sosyal politikalar ve kadın emeği de Aslıhan Hoca’nın özellikle üzerine eğildiği alanlar arasında. Kendisiyle 2019’da yayımlanan “Dayanışma Ekonomileri – Üretim ve Bölüşüme Alternatif Yaklaşımlar” adlı kitabı üzerine konuşacağız.   Geçtiğimiz yıllarda açıklanan rakamlara göre dünyanın en zengin 40 kişisinin mal varlığı, dünya nüfusunun en yoksul %50’sinin, yani 4 milyar insanın toplam mal varlığına eşit. Bir tarafta 40 kişi, diğer tarafta 4 milyar kişi. Gelir dağılımındaki eşitsizlik dediğimizde…

okumaya devam

Bir ağaç bir ip

Hangi yaşta olduğun çok önemli değildir, kıçını koyunca o tahtaya, tutunca yandaki ipleri, çocukluğuna ışınlanırsın. Geri geri giderken yüreğin ağzına gelir, saçların yüzüne, öne doğru giderken kocaman gülersin istemsizce. Yüzüne vuran rüzgâr ne gam bırakır yüreğinde ne keder. Ne varsa cebinde eteğinde dökülür sarı toprağa, her yer çimen de olsa onun altı sararmıştır git gelin yarattığı devinimle. Sevemedim bir türlü şimdinin çocuk parklarını, demir ve plastikten hayal kurulmaz dedim hep. İllaki ağaç illaki ip. Çocukluğunu anlat deseler salıncak derim. Çünkü bir tek orada kovalamaz akrep ile yelkovan birbirini. O salıncak…

okumaya devam

Sağlıklı gıda için ’Dayanışma Narlıdere‘de büyüyor

Bu sayıda size tanıtacağımız ikinci tüketim kooperatifi ise geçen yıl Aralık ayında Narlıdere’de kurulmuş olan İzmir Dayanışma ve Doğal Gıda Tüketim Kooperatifi. Dayanışma Kooperatifi aslında bir kooperatifler ağının parçası. İstanbul’da üç ve Uşak’ta bir kooperatifin yanı sıra, birkaç ilde daha kurulma girişimleri devam ediyor. İzmir Dayanışma Kooperatifi’nin hikâyesini de kurucularından Mesut Güngör, Halil Ertunç ve Vahap Bozay ile konuştuk. Nasıl gelişti İzmir’de Dayanışma Kooperatifi’nin hikâyesi?– Mesut Güngör: Biz bu işe “hadi bir kooperatif kuralım” diye başlamadık. Bu fikrin olgunlaşması için kendi aramızda ciddi bir tartışma süreci yaşadık. Kaygımız doğru başlamak,…

okumaya devam

İstanbul’dan çiçeği burnunda bir tüketim kooperatifi: Salkım Kooperatifi

Doğal ve sağlıklı gıdaya ulaşma ihtiyacını her geçen gün daha fazla hissediyoruz. Özellikle de büyük şehirlerde bu ihtiyaç büyüyor. Sokak aralarına kadar girmiş zincir marketler ise bu ihtiyacı karşılamaktan uzak. Doğru, ucuz… Ama endüstriyel gıdaların arasına sıkıştırılmış küçük reyonlarda bulabildiklerinizden ibaret. Üstelik bu marketlerin aracı olarak kazandıkları, üretenin kazancından daha fazla belki de. Hâl böyleyken, küçük üreticilerin ve kooperatiflerin ürünlerini doğrudan halka ulaştıran tüketici kooperatiflerinin önemi de büyüyor. Yaşı el verenler, bunların çok büyük ve yaygın örneklerini hatırlayacaktır. Bugünküler ise şimdilik daha küçük, yerel ama son derece umut veren girişimler…

okumaya devam

Moda sürdürülebilir mi? Ekolojik moda

Sürdürülebilirlik ve moda pek yan yana gelebilecek kavramlar gibi durmuyor ya da durmuyordu. Ancak dünya kaynaklarının tükenmeye yüz tutması, iklim krizi ve ekolojik hareketler tüketim ihtiyaçlarımızı da dönüştürmeye başladı. Artık çevreye daha fazla zarar vermemek için plastik tüketimini azaltmaya başladık, internetteki videolarda hayvanlara yapılan zulmü gördükçe vegan kişilerin sayısı artıyor, kanser gibi dejeneratif hastalıkların sadece genetik değil, beslenme biçimi ve hatta petrol bazlı giyecek ve eşya kullanımından olduğunu öğrendikçe daha doğal malzemeler kullanmaya niyetlendik. Dünya genelinde belki sayımız hala çok az ama tüketimi sınırlamak ve olanı dönüştürmek üzerine düşünmeye başladık.…

okumaya devam

Akarca, dev balıkçı barınağına karşı!..

Seferihisar’ın sahil şeridinde yer alan Akarca’da yaşayanlar, bu sene huzurlu bir yaz geçiremedi. Tek sebep koronavirüs değil. Kaygılılar, çünkü Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Akarca sahiline yapılacak dev bir balıkçı barınağı projesini açıkladı. Yaşamlarını altüst edecek bu projeye karşı Akarcalılar birleşti, bir platform oluşturdu ve hukuki yollarla bu projeyi engellemek için mücadeleye girişti. Akarca Sivil İnisiyatif ve Hizmet Platformu’nun kurucu ve sözcülerinden Hakan Tüte ve Şaban Başağaç’la projeyi ve olası etkilerini konuştuk.   Balıkçı barınağı deyince insanın aklına küçük ve masum bir şey geliyor, öyle mi?..– Hakan Tüte: Liman demek daha…

okumaya devam

İlkay Akkaya’nın kedileri: Loli

Kendimi bildim bileli hayvan dostlarım oldu hep. Her biri farklı bir kişilik; kimi neşeli, kimi karamsar, kimi öfkeli, kimi şefkatli, korkak, cesur, meraklı, miskin… Ortak bir noktaları var; iyiler. Tasarlayarak kötülük yapmıyorlar. Çok da hikâyem var tabii onlarla ilgili. Birini anlatmak istiyorum şimdi…Adı Boncuk olan, güzeller güzeli bir kedim vardı. Beyaz- kumral bir tekir. Fikret Otyam tablolarındaki kadınların gözleri gibiydi gözleri, bakmaya doyamazdım. İlk bebeklerini doğurmuş, mutlu bir lohusalık dönemi geçirmişti. Bebekleri dört aylık olmuştu. Kısırlaştırma ameliyatına karar vermiştim ama günlük koşuşturma içinde hep erteleniyordu.Bir gün stüdyodan eve, her zaman…

okumaya devam

Adını Bergama’dan alan parşömen 2000 yıldır ustaların elinde hayat buluyor

“İşlemediğim bir insan derisi kaldı, her şeyi işledim, yılan, çıyan ne varsa… Bazen İstanbul’da fabrikacılarla, ustalarla bir araya geliyoruz. Zig deri işleyeni var, kösele işleyeni, kürk işleyeni. Bana soruyorlar, sen ne yapıyorsun? Hepsini yapıyorum. Onların makineyle yaptığını ellerimle, kollarımla…”Böyle söylüyor İsmail Usta, Anadolu’nun son karatabağı, iki bin yıllık bir zanaatı bugüne taşıyan, adını Bergama’dan alan parşömeni üreten İsmail Araç. İsmail Ustayla karşılaşmamız aslında hoş bir sürpriz oldu. Bergama’ya, onun çıraklığını yaparak parşömen yapımını öğrenen ve bu zanaatı geleceğe taşımaya çalışan Nesrin Ermiş’le tanışmaya gelmiştik. Ustanın yakın zamanda bir kalp rahatsızlığı…

okumaya devam

BİR’lik belgeseliyle, Köy-Koop İzmir Birliği’nin doğuşu ve gelişimi: Köklerden geleceğe…

Seferi Keçi olarak çok önemli bir işe imza attık. Köy-Koop İzmir Birliği’nin kuruluş hikâyesini anlatan bir belgesel hazırladık: BİR’lik… (Belgeseli izlemek için: https://youtu.be/YkYYiusyk-s )“Çok önemli” derken kendi yaptığımız işi abartmıyor, büyüklenmiyoruz. Önemi, anlattığımız hikâyenin büyüklüğünden ileri geliyor. 1960’lı yıllarda başlayan, kelimenin gerçek anlamıyla yokluk içerisindeki köylülerin örgütlenerek başardığı işlerin büyüklüğünden… Bunu yansıtabildiysek, anlatılmasına aracı olabildiysek, ne mutlu bize. Ne başarmışlar peki? Kısaca anlatalım. 1960’lı yıllarda İzmir’in çeşitli köylerinde, kimi birbirinden habersiz kimi birbirinden feyz alarak, bir kooperatifleşme hareketi başlamış. Daha önceki kooperatiflerden farklı olarak, devlet eliyle kurulmayan, doğrudan köylünün ihtiyaçlarına…

okumaya devam