‘Akıllı’ ile esaret

Sevgili taze ebeveynler bu yazımda sizin aklınıza ve gönlünüze dokunmak istedim. Şimdiden sabırlar diliyorum, zira sizi biraz yoracağım çünkü ben sizi görünce çok yoruluyorum. Yazımın başını okuyup, kendinizi görerek okumayı bırakmayın sakın. Lütfen ısrarla okuyun ve okutun. Sevgili taze ebeveynler; mutlu sevişmelerinizin meyvesi çocuklarınız var. Hepsinin sağlıklı, uzun ömürlü, topluma veya kendilerine faydalı bireyler olmasını temenni ediyorum amma bu gidişle çok zor. İşim gereği her gün yüzlerce insanla sohbet etme ve gözlemleme şansım oluyor. Sığacık’ta yaşıyorum, şimdi pandemi nedeniyle durgunuz ama normal düzenimizde her gün yüzlerce, hafta sonları ise binlerce…

okumaya devam

Uzaktan çalışmak neye yakınlaştırdı?

İstanbul’da yaşayan ve çalışan birisi olarak, pandemi nedeniyle bu sonbaharda Sığacık’ı bir nevi çalışma ofisi olarak yaşama imkanı buldum. Böylece hem benim gibi bir sahil kasabasında “uzaktan çalışanları” gözlemleme şansım oldu. Hem de İstanbul gibi kaotik bir şehirde yaşayan birisi olarak kasaba sakinliğinde çalışmanın neler hissettirdiğini deneyimledim. Genellikle benim çalışma alanım Teos Marina’ydı. Açık alan, limana bağlı tekneler, mavi gökyüzü ve sakin denizi ile günün her anında huzur bulabileceğiniz bu alanda çalışabilmek paha biçilmezdi. Bir yerde emekli olup Ege’de küçük bir kasabaya yerleşme hayalini, emekli olmadan elde etmiştim. Bu da…

okumaya devam

Şehirleşme mi? Şehirlileşme mi?

Şehirleşme ve şehirlileşme kavramları birbirine benzer görünse de aslında gerek niteliksel gerekse niceliksel olarak çok farklı anlamlara sahiptir. Bu kavramlardan ilki fiziki ve coğrafi bir kolektif eylemi ifade ederken, ikincisi toplumsal yani sosyolojik bir kimlik inşasına işaret etmektedir. Başka bir ifade ile söz konusu kavramlardan ilkinin bir nesneleşme aşaması diğerinin ise inşa edilen nesnenin özneleşme süreci olduğu söylenebilir. Modern kent sosyolojisinde bu aşama ve süreçler fiziki ve işlevsel kentleşme kavramlarıyla da ifade edilmektedir. Fiziki kentleşme yani şehirleşme belli bir yerleşim alanının göç ve doğum yoluyla nüfusunun artmasına paralel olarak kentsel…

okumaya devam

Moda sürdürülebilir mi? Ekolojik moda

Sürdürülebilirlik ve moda pek yan yana gelebilecek kavramlar gibi durmuyor ya da durmuyordu. Ancak dünya kaynaklarının tükenmeye yüz tutması, iklim krizi ve ekolojik hareketler tüketim ihtiyaçlarımızı da dönüştürmeye başladı. Artık çevreye daha fazla zarar vermemek için plastik tüketimini azaltmaya başladık, internetteki videolarda hayvanlara yapılan zulmü gördükçe vegan kişilerin sayısı artıyor, kanser gibi dejeneratif hastalıkların sadece genetik değil, beslenme biçimi ve hatta petrol bazlı giyecek ve eşya kullanımından olduğunu öğrendikçe daha doğal malzemeler kullanmaya niyetlendik. Dünya genelinde belki sayımız hala çok az ama tüketimi sınırlamak ve olanı dönüştürmek üzerine düşünmeye başladık.…

okumaya devam

Festina Lente

Sığacık’tayım. Denizin içine sessizce sokulmuş burunda, bir oteldeyim. Maya’da. Bir dinginlik, bir sakinlik… Kış güneşi altında kimsenin acelesi yok, her iş kendi kıvamında yürüyor, her şey kendi dingin temposunda deviniyor. Önümde kıyıya usul usul vuran deniz öyle, rüzgârda salınan zeytin ağacının dalları öyle, arkamda 2000 yıldır duran antik şehir Teos öyle… Otelin broşüründe okudum, “hızla yavaşla”. Bu söz bunları düşündürüyor, yazdırıyor şimdi.İstanbul’dan gelir gelmez ben de öyle yaptım galiba. Hızla yavaşladım. Bir de bunun zıttı gibi görünen ama aslında tamamlayıcısı bir söz var: “festina lente”.Aslı Yunanca, Latince’ye Erasmus tarafından çevrildiği…

okumaya devam

Kıbrıs’ın yavaş şehri Mehmetçik

Merhaba sevgili Keçiciler! Umarım iyisiniz ve her şey yolundadır. Sizlere bu sayıda anlatmak istediğim yer Yavru Vatan’ın nadide kentlerinden Mehmetçik. 2016 yılında 72 kritere en az yüzde elli uyumlu olduğu için Sakin Kentler Birliği olan Cittaslow Ağı’na katılmaya hak kazandı. Mehmetçik, eski adı ile Galatya… Kentin sınırları içerisinde girdiğiniz andan itibaren kendinizi adeta bir konsol oyununda, tasarımcıların çizdiği bir haritada gibi hissediyorsunuz. Sarı tonları ve binaların iki kattan fazla olmaması insana ferahlık verirken, güneşi tepenizde hissediyor olmanız da her daim bir tatil havası estiriyor. Yoğunluktan kafamı kaldıramadım diyebileceğiniz bir yer değil…

okumaya devam

Seferihisarlı bisiklet dostları dernekleşme yolunda

Son yıllarda bisiklet ulaşımının popüler olmaya başlamasıyla birlikte, şehirlerdeki trafik yapısı ve bilincinin motorlu taşıtlara uygun olmasından, bisiklet kullananların karşılaştığı sıkıntılar da çoğaldı. Buna bağlı olarak bisikletlileri temsil eden sivil toplum örgütlerine ihtiyaç artıyor. Yavaş Şehir Seferihisar’da, unvanının gereklerinden birisi bisiklet kullanımının arttırılması olmasına rağmen henüz bir bisiklet derneği yok. Buradan yola çıkan Seferihisarlı bisiklet dostları, bugünlerde dernekleşme çalışmalarını yoğunlaştırdılar. Dernekleşme çalışmalarını yürütenlerden Haluk Koçoğlu’yla Seferihisar’da bisiklet kullanımı ve kurulacak derneği bekleyen işler üzerine konuştuk. – Dernek kurma ihtiyacı nereden çıktı?– Bisikletli yaşam tüm dünyada gelişirken Türkiye’de de birçok kent…

okumaya devam

4 teker yerine haydi bisiklete

Bu sayıda biraz kendimden ve bisiklet maceramdan bahsedip devamında herkesi bisikletli ulaşıma davet eden güney İzmir ve çevresinde aktif birkaç güzel oluşumu tanıtmak istiyorum. İzmir, Bornova doğumluyum ve spora 4 yaşımda jimnastik ile başladım, yıllar içinde farklı disiplinlerde gösteri ve yarışmalarda yer aldım. 2002 itibariyle Seferihisar’da ikamet etmeye başladım ve 2007 senesinden beri, iki tekerle gelen özgürlüğün yayılması ve bisikletli ulaşımın gelişmesi amacıyla motorlu araç veya bisiklet yollarında, kaldırımlarda ve deniz kenarında, dağ köyleri ve keçi patikalarında bisiklet sürerek, karşılaştığım herkese bir misyoner edasıyla bisikleti övdüm. Ortaokul yıllarımda ailemin verdiği…

okumaya devam

İpek Yolu’nda bir yer: Mudurnu

“Kocaeli-Adapazarı-Düzce hattını takip eden Kuvay-i İnzibatiye Ordusu’nun hedefi Ankara’da kurulan yeni meclisi ortadan kaldırmaktır. Ellerinde Şeyhülislam’ın fetvası olduğu için her geçtikleri yerleşim yerlerinde sayıları daha da artar.  Fakat Mudurnu’ya geldiklerinde Kuvay-i Milliye milisleri isyancılara geçit vermez. Mudurnu, Kuvay-i Milliye’nin kalesidir. Anadolu toprakları işgal edilmeye başlandığı tarihlerde Redd-i İlhak Cemiyeti’nin kurulup işgallere karşı tepkisini gösteren kasabadır. Ankara’ya giden yolda isyancıları durdurarak Millet Meclisi’nin Kayseri’ye taşınmasını önleyen kasabadır. Mudurnu’nun göstermiş olduğu bu kahramanlıklardan dolayı Mustafa Kemal Atatürk tarafından teşekkür telgrafı yollanmıştır.”Bu kısa tarihsel girişin ardından size Mudurnu’yu anlatmaya başlayabilirim.İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’na…

okumaya devam