Prof. Dr. Aslıhan Aykaç Ege Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde öğretim görevlisi. Kendisini daha çok neoliberalizm ve emek süreçleri, çalışma ilişkileri üzerine çalışmalarından tanıyoruz. Sosyal politikalar ve kadın emeği de Aslıhan Hoca’nın özellikle üzerine eğildiği alanlar arasında. Kendisiyle 2019’da yayımlanan “Dayanışma Ekonomileri – Üretim ve Bölüşüme Alternatif Yaklaşımlar” adlı kitabı üzerine konuşacağız. Geçtiğimiz yıllarda açıklanan rakamlara göre dünyanın en zengin 40 kişisinin mal varlığı, dünya nüfusunun en yoksul %50’sinin, yani 4 milyar insanın toplam mal varlığına eşit. Bir tarafta 40 kişi, diğer tarafta 4 milyar kişi. Gelir dağılımındaki eşitsizlik dediğimizde…
okumaya devamKategori: Yazanlar
Bir ağaç bir ip
Hangi yaşta olduğun çok önemli değildir, kıçını koyunca o tahtaya, tutunca yandaki ipleri, çocukluğuna ışınlanırsın. Geri geri giderken yüreğin ağzına gelir, saçların yüzüne, öne doğru giderken kocaman gülersin istemsizce. Yüzüne vuran rüzgâr ne gam bırakır yüreğinde ne keder. Ne varsa cebinde eteğinde dökülür sarı toprağa, her yer çimen de olsa onun altı sararmıştır git gelin yarattığı devinimle. Sevemedim bir türlü şimdinin çocuk parklarını, demir ve plastikten hayal kurulmaz dedim hep. İllaki ağaç illaki ip. Çocukluğunu anlat deseler salıncak derim. Çünkü bir tek orada kovalamaz akrep ile yelkovan birbirini. O salıncak…
okumaya devamSağlıklı gıda için ’Dayanışma Narlıdere‘de büyüyor
Bu sayıda size tanıtacağımız ikinci tüketim kooperatifi ise geçen yıl Aralık ayında Narlıdere’de kurulmuş olan İzmir Dayanışma ve Doğal Gıda Tüketim Kooperatifi. Dayanışma Kooperatifi aslında bir kooperatifler ağının parçası. İstanbul’da üç ve Uşak’ta bir kooperatifin yanı sıra, birkaç ilde daha kurulma girişimleri devam ediyor. İzmir Dayanışma Kooperatifi’nin hikâyesini de kurucularından Mesut Güngör, Halil Ertunç ve Vahap Bozay ile konuştuk. Nasıl gelişti İzmir’de Dayanışma Kooperatifi’nin hikâyesi?– Mesut Güngör: Biz bu işe “hadi bir kooperatif kuralım” diye başlamadık. Bu fikrin olgunlaşması için kendi aramızda ciddi bir tartışma süreci yaşadık. Kaygımız doğru başlamak,…
okumaya devamİstanbul’dan çiçeği burnunda bir tüketim kooperatifi: Salkım Kooperatifi
Doğal ve sağlıklı gıdaya ulaşma ihtiyacını her geçen gün daha fazla hissediyoruz. Özellikle de büyük şehirlerde bu ihtiyaç büyüyor. Sokak aralarına kadar girmiş zincir marketler ise bu ihtiyacı karşılamaktan uzak. Doğru, ucuz… Ama endüstriyel gıdaların arasına sıkıştırılmış küçük reyonlarda bulabildiklerinizden ibaret. Üstelik bu marketlerin aracı olarak kazandıkları, üretenin kazancından daha fazla belki de. Hâl böyleyken, küçük üreticilerin ve kooperatiflerin ürünlerini doğrudan halka ulaştıran tüketici kooperatiflerinin önemi de büyüyor. Yaşı el verenler, bunların çok büyük ve yaygın örneklerini hatırlayacaktır. Bugünküler ise şimdilik daha küçük, yerel ama son derece umut veren girişimler…
okumaya devamModa sürdürülebilir mi? Ekolojik moda
Sürdürülebilirlik ve moda pek yan yana gelebilecek kavramlar gibi durmuyor ya da durmuyordu. Ancak dünya kaynaklarının tükenmeye yüz tutması, iklim krizi ve ekolojik hareketler tüketim ihtiyaçlarımızı da dönüştürmeye başladı. Artık çevreye daha fazla zarar vermemek için plastik tüketimini azaltmaya başladık, internetteki videolarda hayvanlara yapılan zulmü gördükçe vegan kişilerin sayısı artıyor, kanser gibi dejeneratif hastalıkların sadece genetik değil, beslenme biçimi ve hatta petrol bazlı giyecek ve eşya kullanımından olduğunu öğrendikçe daha doğal malzemeler kullanmaya niyetlendik. Dünya genelinde belki sayımız hala çok az ama tüketimi sınırlamak ve olanı dönüştürmek üzerine düşünmeye başladık.…
okumaya devamAkarca, dev balıkçı barınağına karşı!..
Seferihisar’ın sahil şeridinde yer alan Akarca’da yaşayanlar, bu sene huzurlu bir yaz geçiremedi. Tek sebep koronavirüs değil. Kaygılılar, çünkü Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Akarca sahiline yapılacak dev bir balıkçı barınağı projesini açıkladı. Yaşamlarını altüst edecek bu projeye karşı Akarcalılar birleşti, bir platform oluşturdu ve hukuki yollarla bu projeyi engellemek için mücadeleye girişti. Akarca Sivil İnisiyatif ve Hizmet Platformu’nun kurucu ve sözcülerinden Hakan Tüte ve Şaban Başağaç’la projeyi ve olası etkilerini konuştuk. Balıkçı barınağı deyince insanın aklına küçük ve masum bir şey geliyor, öyle mi?..– Hakan Tüte: Liman demek daha…
okumaya devamİlkay Akkaya’nın kedileri: Loli
Kendimi bildim bileli hayvan dostlarım oldu hep. Her biri farklı bir kişilik; kimi neşeli, kimi karamsar, kimi öfkeli, kimi şefkatli, korkak, cesur, meraklı, miskin… Ortak bir noktaları var; iyiler. Tasarlayarak kötülük yapmıyorlar. Çok da hikâyem var tabii onlarla ilgili. Birini anlatmak istiyorum şimdi…Adı Boncuk olan, güzeller güzeli bir kedim vardı. Beyaz- kumral bir tekir. Fikret Otyam tablolarındaki kadınların gözleri gibiydi gözleri, bakmaya doyamazdım. İlk bebeklerini doğurmuş, mutlu bir lohusalık dönemi geçirmişti. Bebekleri dört aylık olmuştu. Kısırlaştırma ameliyatına karar vermiştim ama günlük koşuşturma içinde hep erteleniyordu.Bir gün stüdyodan eve, her zaman…
okumaya devamSeferihisar’ın bağlama hocası Murat Sincer: ‘Türküleri de sit alanı gibi görmemiz lazım’
Seferihisar sokaklarında sırtında sazıyla Murat Hoca’yı muhakkak görmüşünüzdür. Kimi zaman yalnız kimi zaman öğrencileriyle birlikte, bazen bir derse bazen koro çalışmasına yetişmeye çalışırken… Murat Sincer, Seferihisar Belediyesi Türk Halk Müziği Topluluğu şefi ve bağlama öğretmeni. Aynı zamanda “Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı” bir ozan. Seferihisar’da ve müzik merkezinin bulunduğu Karabağlar’da bugüne dek yüzlerce öğrenci yetiştirmiş, akademide ders vermiş. Bu arada iki albüm çıkarmış, bir bağlama metot kitabı yayımlamış.Hem kendisini tanımak hem de halk müziği üzerine düşüncelerini almak için söyleşiyoruz. Müziğe nasıl başladınız, halk müziğine nasıl yöneldiniz, yolunuzun çizilmesinde kimlerden etkilendiniz?…
okumaya devamKitap tanıtımı: Kooperatif deneyimleri üzerine kapsamlı bir analiz: Krize karşı kooperatifler
Gaziantep Üniversitesi’nden iki öğretim üyesi Doç. Dr. F. Serkan Öngel ve Doç. Dr. Uygar Dursun Yıldırım tarafından hazırlanan Krize Karşı Kooperatifler kitabı; son dönemde giderek artan Kooperatifleşme girişim ve eğilimlerine ilk elden ve temel meseleler bağlamında katkı sunan önemli bir çalışma. Yazarlar tarafından “Dayanışma, birlik ve mücadeleyle yaşamı kurmanın gücüne inanmaktan vazgeçmeyenlere ithaf edilen…” kitabın önsözünde, insanlık tarihi boyunca çeşitli biçimler altında kendisini gösteren örgütlenme ve örgütlenmeye dayanak oluşturan dayanışmanın birbirinden güç alma eylemi olduğunun altı çiziliyor. Tarih boyunca dayanışma eylemlerinin farklı formlar içinde kendini ortaya koyduğu, bu örgütlenme biçimlerinin…
okumaya devamÖnce duralım, bir sakin olalım
Bana “Zehirsiz ev mümkün mü?” diye soracak olursanız, kısa yanıtım hayır olur. Zehir dediğimiz kimyasallar, oturduğumuz binaların yapı malzemelerinden mobilyalarımızın cilalarına, giydiğimiz tekstil ürünlerinden yediğimiz içtiğimiz gıdaya kadar her yerde. Ama temizlik ve bakım ürünleri söz konusu olduğunda, zehirlerimizi tanımak ve bir kısmını kapıdan içeri sokmamak elimizde.Bundan böyle bu alan, bedenimizi, evimizi ve dolayısıyla çevremizi elimizden geldiğince zehirsizleştireceğimiz alan.Herkesin temizlik ve bakım anlayışı farklı olduğu için, genel geçer bir temizlik ve bakım alışkanlığı tanımlayabilmemiz mümkün değil. Karşılaştığım insanlarla neden temizlik yaptıkları ve temizlik ve bakım deyince ne anladıkları hakkında sohbet…
okumaya devam