Seferihisar’dan Selçuk’a, Foça’ya, Ödemiş’e… Seferi Keçi İzmir’in taşrasının hikâyesini anlatacak

Seferi Keçi bundan böyle çapını genişletecek, sadece Seferihisar’ın değil İzmir’in taşrasının dergisi olmaya çalışacak. Adındaki “seferi”liğin hakkını vererek, Ödemiş’teki atadan kalma zanaatı, Foça’daki Çöpsüz Bakkalı, Selçuk’taki Kent Belleği’ni, Seferihisar’daki kadın kooperatifini anlatacak. İzmir’in çevre ilçelerinin birbirinden feyz almasında, beslenmesinde ve birbirini başka bir gözle tanımasında gücü yettiğince rol üstlenecek. Tüm bunları topyekûn bir hikâye olarak İzmir’e ve başka kentlere aktarmaya çalışacak.

Seferihisar’ın toprakları çok bereketli. Ne ekseniz çoğalıyor. Buradan doğan gelişiyor, yayılıyor.
Mandalinası öyle, Karadeniz’den gelip bu toprakları vatanı bellemiş. Üzümü öyle, Fransa’dan getirilip dikilen asma buraların havasını suyunu sevmiş, Fransa’dakinden “enfes” bir şey olmuş.
Ama sadece bunlar değil. Seferihisar Türkiye’nin ilk sakin şehri. Citta Slow ağı buradan yayılarak 17 kenti kapsayan bir organizasyona dönüşmüş. İlk tohum bankası burada kurulmuş, ilk tohum takaslardan biri burada gerçekleşmiş, yerli ata tohuma sahip çıkma bilinci buralardan yayılmış. İlk çocuk belediyesi burada kurulup başka kentlere esin kaynağı olmuş. Tabii İzmir’in yeni Belediye Başkanı Tunç Soyer var bir de. Siyasi yaşamı Seferihisar’da başlamış, yarattığı heyecan bu sınırları aşmış.
Bir şey üretmeye, birken çoğalıp gelişmeye, hareket etmeye zorlayan bir yanı var Seferihisar’ın. Sakin şehir olmayı ataletle karıştırmayın. Emekli hayatı yaşarım diye buraya gelip 60’ından sonra bisiklete binmeyi öğrenen mi ararsınız, marangozluk yapmaya başlayan mı?..
* * *
Seferi Keçi Seferihisarlı bir dergi olarak doğdu. Seferihisar’dan hikâyeler anlattı. Ama anlattıklarıyla evrensel olma iddiasını elden bırakmadı. Aslen Seferihisarlı olsa da, ilk sayıdan beri kapağında belirttiğimiz gibi, Egeli, Anadolulu, dünyalı bir dergi olmaya gayret etti.
İlk sayımızda şöyle yazmıştık: Seferi Keçi “Seferihisar’ı anlatırken dünyaya söyleyecek sözü olacak, Seferihisar’ın derdini tartışırken ülkenin sorununa çözüm önerecek. Dünyanın ve ülkenin sesine kulak verecek, oralardan süzdüğünü Seferihisar’a katacak. Tarım ama nasıl bir tarım? Turizm ama nasıl bir turizm? Kentlileşme ama nasıl bir kentlileşme? Sanat ama nasıl bir sanat?.. Seferi Keçi döne döne bu soruları soracak, yanıt arayacak, bulduklarını paylaşacak.”
Seferi Keçi bu soruları sormayı ve yanıt aramayı sürdürecek. Şimdiye dek yaptığı gibi, sistemin dayattığına alternatif sürdürülebilir bir kalkınmayı, insanı doğanın üstünde görmeyen bir tarımı, bir kentin kimliğinde korunmaya değer olan şeyleri, gücünü elbirliğinden ve dayanışmadan alan bir üretimi anlatmaya ve söyleyecek sözü, paylaşacak tecrübesi olanlara aracı olmaya devam edecek.
Ama bundan böyle çapını genişletecek, sadece Seferihisar’ın değil İzmir’in taşrasının dergisi olmaya çalışacak.
Adındaki “seferi”liğin hakkını vererek, örneğin Ödemiş’teki atadan kalma zanaatı, Foça’daki Çöpsüz Bakkalı, Selçuk’taki Kent Belleği’ni, Seferihisar’daki kadın kooperatifini anlatacak. İzmir’in çevre ilçelerinin birbirinden feyz almasında, beslenmesinde ve birbirini başka bir gözle tanımasında gücü yettiğince rol üstlenecek. Tüm bunları topyekûn bir hikâye olarak İzmir’e ve başka kentlere aktarmaya çalışacak.
* * *
Bu sayıda bir Efes Selçuk özel dosyamız var. EFEST’i bahane edip Selçuk’a gitmiştik. Gezdik, insanlarla konuştuk, yeni Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel’le tanıştık. Onu da yazalım, bunu da anlatalım derken, hiç hesapta olmayan bir dosya çıktı ortaya.
Festival “Geçmişi hisset, geleceği keşfet” sloganıyla düzenlenmişti. Selçuk’un şimdiki derdini çok güzel anlatan bir ifade bu.
Selçuk cıvıl cıvıl bir kent. Şirince’ye ve Kuşadası’na giderken ya da İzmir’e dönerken uğranılan bir yer olmaktan, Selçuk deyince akla sadece Efes’in ve Meryem Ana’nın gelmesinden, şimdiki ışıltısının o görkemli geçmişin gölgesinde kalmasından sıkılmış. Efes Selçuk adıyla, coğrafyasında 8000 yıldır devam eden uygarlıklar zincirine layık olan, onu sürdüren bir kent olarak anılmak istiyor. Geçmişinden kopmadan, onu içinde hissederek geleceğini keşfetmeye, taze bir enerji ve coşkuyla sahip olduğu güzellikleri ve zenginlikleri açığa çıkarmaya çalışıyor. En güzel uygarlık mutlu insanların yaşadığı bir toplum, kent olmalı. Selçukluların yüzü gülüyor.
Herhalde bu enerji ve coşkuda en fazla pay Selçuk’un yeni Belediye Başkanı Filiz Hanım’a ait. Özel dosyamızda kendisiyle Selçuk’un geleceğini ve potansiyellerini konuştuk. Kent Belleği’ne yaptığımız gezi ile Selçuk’un yakın geçmişine gittik. Tarihçi Bilge Umar ve Cahit Koççoban ile Efes üzerine yaptığımız sohbetten bir parça da yine dosyamızda.
* * *
Dosyalardan oluşan bir dergi gibi oldu bu sayı. Üzüm mevsimindeyiz, hasat başladı çoktan. Pazarda çeşit çeşit üzüme doyulacak, kurutulacak, ezilecek, sirkeler, pestiller, şaraplar yapılacak. Bu sayıda tarihiyle, tadıyla, şenliğiyle İzmir’in üzümleri var.
Dosya gibi bir başlık da iklim krizi oldu. Gündemden düşmeyen konu üzerine bir yazı ve söyleşi yer alıyor bu sayıda. Şule Gönülsüz iklim krizi karşısında oluşan ve konuyu gündemde tutarak hükümetleri ve yerel yönetimleri bir şeyler yapmaya zorlayan duyarlılığı yazdı. Biz de İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Yeşil Altyapı Projesinin koordinatörü Doç. Dr. Koray Velibeyoğlu’na “İzmir iklim değişikliğine hazır mı?” diye sorduk.
Kadınlar üretiyor, bütün yaratıcılıklarını katarak kendilerine yeni yollar açıyor. Kadın üreticiler tarafından hayata geçirilen üç özgün girişim de yine bu sayıda.
Umarım sıkılmadan okuyacağınız, kendinizden bir şeyler bulacağınız bir dergi olmuştur.
* * *
Bir kötü haberimiz var. Derginin fiyatı 7 lira oldu. 5 lirayken güzeldi, bozuk para derdi falan olmuyordu ama yapacak bir şey yok, kurtarmıyor.
* * *
Bir de iyi haber. Geçen sayımızda bir youtube kanalı açtığımızı duyurmuştuk. İyi gidiyor. Seferi Keçi İzmir’in çevre ilçelerine yayılıp daha geniş bir alanda otlamaya başladıkça içerik de çeşitlenecek. Hâlâ takip etmediyseniz, edin lütfen. Ayrıca bu hareketlilik derginin web sayfasına ve sosyal medya hesaplarına da yansıyacak. Dergiye sığdıramadığımız daha geniş bir içeriğe oralardan ulaşma şansınız olacak.
Sağlıcakla kalın, iyi okumalar…

:

İlginizi çekebilir