Zeytin bütün ağaçların ilkidir!…

(Olea prima omnium arborum est…) Zeytin bütün ağaçların ilki de zeytin denilince esas olarak alfabenin son harfinden yola çıkmak gerek. Zira bu son harfin zeytinle ve onun ölümsüzlüğüyle olan bağlantısı bu sonluluğu sonsuzluğa, ölümsüzlüğe çevirmekte kültür tarihi içinde. Bazı alfabelerin son harflerinin belki de böyle bir kaderi var. Yunancada alfabenin son harfi olan ‘Z/Zeta’ hem ölümsüzlük simgesidir hem de zeytini simgeler. Vassilis Vassilikos’un “Z/Ölümsüz” adlı romanını anımsayın lütfen. Costa Gavras tarafından 1969 yılında filme de çekilen bu roman, faşistlerce öldürülen bir komünist milletvekili üzerinden Yunanistan derin devletini sorgulayan savcı üzerinedir.…

okumaya devam

Zeytinyağının hası…

En üstün kaliteli zeytinyağına natürel sızma deniyor. Bu uluslararası bir standart. Natürel sızma özelliklerinin çoğuna (ama hepsine değil) sahip ikinci kalite zeytinyağına da natürel birinci deniyor. Şöyle bir tabloyla gösterelim: Yani natürel sızma zeytinyağının asit oranı 0,8’in, peroksit oranı ise 20’nin altında olması, bunun yanı sıra hiçbir duyumsal kusur içermemesi ve en az bir olumlu özelliğe sahip olması gerekiyor. Natürel sızmaya kaliteli bir zeytinyağı için asgari standart diyebiliriz. Ama bu sınıfın içinde de geniş bir yelpaze var. Daha üstün kalite yağ arıyorsanız doğru zamanda hasat veya sıkım ve muhafaza için…

okumaya devam

Sağlığınız için de zeytinyağı

  MÖ 4. yüzyılda yaşayan, modern tıbbın babası olarak bilinen Hipokrat, zeytinyağıyla ilgili altmışın üzerinde tıbbi kullanımdan bahseder. Dermatolojik hastalıklar, yara ve yanıklar, jinekolojik hastalıklar ve kulak iltihapları gibi harici kullanım alanlarının yanı sıra hazımsızlık ve diğer mide ve bağırsak rahatsızlıkları gibi iç hastalıklarında kusturucu olarak kullanımını anlatır. Antik tip geleneklerinde aromaterapinin önemli bir yeri vardı. Eski metinlerde hastaları sakinleştirmek veya iyileştirmek için bitkilerle demlenmiş sıcak zeytinyağı reçeteleri bulunur. MS 1. yüzyılda yaşayan Yaşlı Plinius özellikle daha olgunlaşmamış zeytinlerden elde edilmiş zeytinyağının şifa verici olarak kullanılmasını savunuyordu. Günümüzde erken hasat…

okumaya devam

İzmir’in benzersiz zeytinyağları

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın verilerine göre Türkiye’de 2019 yılında sofralık zeytin üretimi 415 bin ton, yağlık zeytin üretimi 1 milyon 110 bin ton olmuş. Toplam 225 bin zeytinyağı üretilmiş.Türkiye sofralık zeytin üretiminde İspanya ve Mısır’ın ardından dünyada üçüncü, zeytinyağı üretiminde ise yaklaşık 193 bin ton üretimi ile İspanya, İtalya, Yunanistan ve Tunus’ un ardından beşinci sırada yer almaktadır. Ancak üretim miktarı İspanya’nın beşte biri.Türkiye’de kişi başı zeytinyağı tüketimimiz de artıyor. 2001 yılında 1,3 kg iken 2 kg’a yükselmiş.Türkiye’de Aydın, İzmir ve Muğla zeytin ve zeytinyağı üretiminde ilk üç ilimiz. Zeytin…

okumaya devam

Doğanın coğrafyamıza özel bir armağanı: Hurma zeytin

Terra Madre (toprak ana) günü bu yıl Seferihisar’da Beyler Köyü’nde bir etkinlikle kutlandı. Slow Food gönüllülerinin katkılarıyla düzenlenen etkinlikte geleneksele yemekler yapıldı, tarhana çorbası, istiridye mantarı, çalkama ve ata ekmeği dağıtıldı. Bu etkinliğin özel bir amacı da yöreye has bir zeytin olan hurmanın değerine dikkat çekmekti. Biz de etkinlikte rastladığımız, tarım alanında uzman gazeteci ve danışman Tuncer Beybağ’a sorduk, nedir bu hurma zeytin? Seferihisar’da halk bu zeytine furma zeytin der. Ama asıl ismi bütün her yerde hurma zeytindir. Hurma zeytin dünyada başka hiçbir ülkede olmayan çok özel bir zeytindir, sadece…

okumaya devam

Gödence Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Özcan Kokulu ile söyleşi: Zeytinyağının üç bin yıllık vatanı

  Gödence İzmir’in en güzel köylerinden biri. İzmir’in akciğeri olan Kızıldağlar’a yerleşmiş, göz alabildiğince uzanan kızılçam ormanlarına tepeden bakıyor. Küçük bir köy, nüfusu üç yüz civarında. Köye girer girmez, belki de görebileceğiniz en güzel mor salkımlarla karşılaşıyorsunuz. Köyün meydanı Necati Cumalı’nın ismini taşıyor, resmî olarak değiştirilmiş olsa da hâlâ böyle anılıyor. Kahvesiz köy meydanı olmaz, soldakine oturursanız meydanın serinliği eşliğinde kahvenizi yudumlayarak köyün yerlileriyle kaynaşmanız, sağdakine oturursanız arka taraftaki terasında eşsiz manzaranın tadını çıkarmanız mümkün. İster Seferihisar’ın içinden, ister İzmir’den gelirken Bademler kavşağından yukarı doğru tırmanarak çıkabilirsiniz Gödence’ye. Daha etraflı…

okumaya devam