Kayıp mermerin izinde

15. yüzyılda Roma’daki antik kalıntılar arasında tuhaf ama güzel bir tür mermer ortaya çıktığında, bunun kökeninin 500 yıl sonra, üstelik Türkiye’de bulunacağını kimse tahmin edemezdi. Bu makale, bizi bu antik mermerin muazzam ve garip dünyasına götürecek olan kısa bir dedektiflik hikayesidir. Konusu bir taştır, efsanevi değeri modern tarihçiler, arkeologlar ve bilim insanları arasında giderek büyüyen bir taş. Sonunda bu taşın gizemi, yalnızca birkaç yıl önce Seferihisar’da Teos kalıntıları arasında çözülecektir. Çeviren: Şule Gönülsüz 15. yüzyıl Roma’sındayız. Küçük bir kasabanın civarına yayılmış harabelerin ortasında bir adam, Giacomo, elinde kürekle kalakalmıştı. Deseni…

okumaya devam

Düzce köyünün tarihsel mirası Abderalılarla gün yüzüne çıkıyor

Seferihisar sevdalısı bir grup aydın ve sanatçı bir süre önce Abderalılar adı altında bir araya gelip birleştiler. Seferihisar’ın tarihsel ve kültürel kimliğini zenginleştirmek, zaman içinde tahrip olmuş ve yok olmaya yüz tutmuş bazı değerleri gün yüzüne çıkarmak üzere bazı çabalara giriştiler. Kaybolmaya yüz tutmuş zanaatların da yaşatılacağı bir sanat sokağının düzenlenmesi ve bir kent müzesinin kurulması gibi girişimlerin yanı sıra, dikkatlerini yönelttikleri esas alanlardan biri, Seferihisar’ın Düzce köyü oldu. Düzce köyünün yani eski adıyla Hereke’nin mazisi, ta antik döneme, Herakleia adıyla bilindiği zamanlara gidiyor. Ama bu tarihsel miras korunamamış, geçmişi…

okumaya devam

Rengârenk bebekler Seferihisar’dan dünyanın dört yanına

Bu sayıda yayınlamak için taşrada kadın üreticilerin özgün girişimlerinden örnekler düşünürken fark ettim ki en yakınımdaki insanı görmemişim. Suzan Yılmaz, kendisi eşim olur, Seferihisar’a yerleştikten sonra bir uğraş olarak yapmaya başladığı bez bebekleri “Pia Bebekevi” adıyla markalaştırdı. Pazar günleri Sığacık’taki üretici pazarında açtığı tezgâhta ürünlerini satışa sunmakla başladı. Geliştirip daha geniş bir yelpazeye yaydığı ürünlerini, şimdi internet üzerinden Türkiye’nin dört yanındaki meraklılarına ulaştırıyor, yurtdışına satışını gerçekleştiriyor ve Seferihisar’da açtığımız küçük dükkânda sergiliyor. El emeğiyle ayakta durmakla kalmayıp evimizin direği olan, biraz da bu sayede taşrada dergi çıkarmak gibi fantastik işlerle…

okumaya devam

Sakin Adam güncesi -5

Merhaba sevgili okur. Uzun zaman oldu görüşmeyeli. Mevsimler, sevgililer, başkanlar, ideolojiler hatta çarşıdaki tek yönler bile değişti, bizim sakin şehir sevdamız değişmedi. Her şeyin akıl almaz bir süratle değişip dönüştüğü bu güzide çağda istikrarını bozmadan seyir eden yegane şey hava durumu. Havanın durumu hiç iyi değil sevgili okur. Hava kendinde değil. Ne yedirip içirdik biz bu havaya bilmiyorum ama sonumuzun hayırlı bir yere gitmediği aşikâr. Empati sınırlarımızı zorlayan Adanalı kardeşlerimizin güneşe karşı tavırları dahi sempatik gelmeye başladı. Hal böyle olunca Sakin Kentimin insanları da sıcaktan gerginleşti, aksileşti. Sıcaktan bunalan halk,…

okumaya devam

Büyük dertlere küçük çareler…

İnsanlık büyük dertlerle karşı karşıya. Daha ilk cümleden çok büyük laf ettik, gerisini nasıl getireceğiz kim bilir. Üstelik biraz boş bir laf. İnsanlık deyince kimse üzerine alınmıyor çünkü. Bulutların üstünde bir şeyden bahsediliyormuş gibi sanki. Şöyle anlatalım o zaman: Esin Hanım çok büyük bir sorunla karşı karşıya. Gıda fiyatları ha bire artıyor. Üstelik market raflarında elini attığı ürünlerin ne kadar sağlıklı olduğuna güvenemiyor. Hadi kendisi neyse, küçük çocuğuna ne yedirecek gönül rahatlığıyla?Songül teyzenin derdi büyük. Çocuklar okuyacak, bir yandan geçim derdi… Bir işe yaramadığını hissediyor eve kapanmış kalmışken. Üretmesi, satması,…

okumaya devam

Seferihisar’ın mandalinası var. Yok olmasın!

Seferihisar deyince akla gelen çok şey var: Yavaş şehirlerin başkenti, Sığacık, Teos Antik Kenti, uzun bir sahil şeridi üzerinde mavi bayraklı plajlar… Dışarıdan birisi önce bunları sayar herhalde. Seferihisarlılar ise bu listenin en başına belki şunu ekleyecektir: Mandalina. Gerçekten de yaz bitip turizm yavaşlayınca, turuncuya dönen bahçelerle birlikte başka bir hareketlilik başlıyor Seferihisar’da. Otobüslerle tarlalara taşınan işçiler, ağaçların arasında yoğun bir çalışma, kasa kasa toplanıp tesislere taşınan, oradan kamyonlarla sadece Türkiye’nin değil dünyanın dört bir yanına ulaştırılan mandalinalar. Tabii bu hareketlilikten nasiplenen, bahçelerden göz hakkını alan, eli yüzü sararana kadar…

okumaya devam