Merhaba sevgili okurlarım, uzun bir aranın ardından tekrar sizlerle birlikte olmaktan mutluyum. Pandemi dönemi boyunca malumunuz seyahatler kısıtlandı ve yeni yerlerin keşfedilmesi pek mümkün olmadı. Bu durumda sizlerle daha önce depoya koyduğum gezileri paylaşmak en iyisi. Şimdi hepsi 316 kilometrekarelik bir ülkeye, Malta’ya gidelim birlikte.Malta Adası tarih boyunca Fenikeliler, Kartacalılar ve Doğu Roma İmparatorluğu tarafından yönetilmiş. 1291 yılında Müslümanların hâkim olduğu adada bir dönem Osmanlı Devleti’nin de hakimiyeti söz konusu olmuş. Bu tür bilgilere çok girmek istemiyorum sevgili okurlar, bunlar yeni nesil ansiklopedi Vikipedi’de rahatça bulabileceğiniz bilgiler. Sizlere orada bulamayacağınız…
okumaya devamKategori: Ne yapsak?
Pagos Kadın Kooperatifi
İzmir’in midyesi Kadifekale’den gelir. Pagos Pazarı’nda midye üreten kadınların kooperatifini görünce yanaşmadan edemedik. Pagos Kadın Kooperatifi standında, kooperatif kurucularından Filiz Çakar’ın hem çayını içtik hem sohbet ettik. – Ne zaman kuruldu kooperatifiniz?– Ağustos ayında. Mahalleli kadınlar olarak yaklaşık üç yıldır kooperatifleşmeye çalışıyor, eğitimler alıyorduk. Nihayet bu yaz kurduk kooperatifimizi. – Midyeden başka şeyler de var standınızda, neler üretiyorsunuz?– Esas midye tabii ama onun yanında içli köfte, Mardin kömbesi, börek, sarma var. Kadınlarımızın çoğu daha önce hiç dışarıda çalışmamış, ev hanımı. Övünmek gibi olmasın elimizin lezzeti de var. Ama esas ürünümüz…
okumaya devamPagos üretici pazarında kadınlar yanyana
Kadifekale 2000 yıldır surlarıyla meşhur. Büyük İskender’den beri bu duvarlar İzmirlileri düşmandan ayırmış, yağmacıdan korumuş. Ama bir de aynı kentte yaşayan hemşerileri birbirinden ayıran duvarlar var. Önyargılarla örülen, birbirinin hayatına sırt döndükçe yükselen duvarlar. Kadifekale’nin surlarının içinde şimdilerde bu görünmez duvarlar sarsılıyor; belki yıkılmıyor ama çatlıyor. Büyükşehir Belediyesi’nin Kadifekale’de kurduğu Pagos Üretici Pazarı’ndaki 120 tezgahta, sadece üretici kooperatifleri ve Kadifekaleli kadınlar yer alıyor. Kordon’da yaşayıp, başıma bir şey gelir endişesiyle bir defa bile Kadifekale’ye çıkmamış; Ödemiş’in, Tire’nin en uzak köylerinde bu yaşa gelip İzmir’in merkezini hiç görmemiş; ömrünü Kadifekale’nin dar…
okumaya devamFestina Lente
Sığacık’tayım. Denizin içine sessizce sokulmuş burunda, bir oteldeyim. Maya’da. Bir dinginlik, bir sakinlik… Kış güneşi altında kimsenin acelesi yok, her iş kendi kıvamında yürüyor, her şey kendi dingin temposunda deviniyor. Önümde kıyıya usul usul vuran deniz öyle, rüzgârda salınan zeytin ağacının dalları öyle, arkamda 2000 yıldır duran antik şehir Teos öyle… Otelin broşüründe okudum, “hızla yavaşla”. Bu söz bunları düşündürüyor, yazdırıyor şimdi.İstanbul’dan gelir gelmez ben de öyle yaptım galiba. Hızla yavaşladım. Bir de bunun zıttı gibi görünen ama aslında tamamlayıcısı bir söz var: “festina lente”.Aslı Yunanca, Latince’ye Erasmus tarafından çevrildiği…
okumaya devamKıbrıs’ın yavaş şehri Mehmetçik
Merhaba sevgili Keçiciler! Umarım iyisiniz ve her şey yolundadır. Sizlere bu sayıda anlatmak istediğim yer Yavru Vatan’ın nadide kentlerinden Mehmetçik. 2016 yılında 72 kritere en az yüzde elli uyumlu olduğu için Sakin Kentler Birliği olan Cittaslow Ağı’na katılmaya hak kazandı. Mehmetçik, eski adı ile Galatya… Kentin sınırları içerisinde girdiğiniz andan itibaren kendinizi adeta bir konsol oyununda, tasarımcıların çizdiği bir haritada gibi hissediyorsunuz. Sarı tonları ve binaların iki kattan fazla olmaması insana ferahlık verirken, güneşi tepenizde hissediyor olmanız da her daim bir tatil havası estiriyor. Yoğunluktan kafamı kaldıramadım diyebileceğiniz bir yer değil…
okumaya devamMüştemilat Kumpanya’dan İzmir’in arka sıralarına müzik ziyafeti
Sahne Müştemilat Seferihisar’da doğdu, düzenlediği konser ve etkinliklerle Seferihisar’da ve Ürkmez’de pek çok dinleyiciyi seçkin sanatçılarla buluşturdu, merkezinde müzik olan tecrübeler yaşattı. Şimdiyse bir kumpanya olarak İzmir’e yayılan etkinliklerle adından söz ettirmeye başlıyor. Müştemilat Kumpanya’nın Ekim ayında hayata geçirmeye başladığı projeyi kurucusu Veysel Eryürek’le konuştuk. – Ne var yeni projenizde?– Veysel Eryürek: Misyonumuz yine aynı. Doğru müziği insanlarla buluşturmak… Bunu düne kadar Ürkmez’de küçük bir salonda yapıyorduk; şimdi bütün İzmir’e ama yine buna ulaşma imkânları kısıtlı insanlara götüreceğiz. İzmir’in taşrasına yani. Aralık ayının sonuna kadar 16 ayrı ilçede bir dizi…
okumaya devamVegan lor, sürk ve tulum peyniri
Bu üç tarifin güzel yanı, birbirlerini tamamlamaları. Önemli nokta, bademleri, bir gece önce su dolu kavanozun içerisinde buzdolabında saklamak. İsteğe göre suda beklettikten sonra kabuklarını soyabilirsiniz. Bunun için, bademleri süzdükten sonra üzerlerine kaynar su döküp ılıyana kadar bekletmelisiniz, kolayca soyulacaklar. Lor peyniri, klasik lor peynirinin badem sütlü versiyonu, bilenler hatırlayacak. Lor peyniri: – 2 su bardağı çiğ badem, (suyun içindeki bademlerin suyunu süzüp, tekrar temiz sudan geçirip kurulayın)– 4 su bardağı su– 1 yemek kaşığı tuz– süzmek için tülbent– blender– 4 yemek kaşığı limon suyu Bademleri suyla beraber iyice blenderdan…
okumaya devamKuşaktan kuşağa bir tatlı hikâye: Seferihisar Şambalicisi
Seferihisar’da Atatürk Parkı önünde yeşil şemsiyeli küçük bir arabayla şambali tatlısı satan gençler gözünüze çarpmış olmalı. Sevi Ulus ve Kutay Şenüstek.Sevi 28 yaşında. Seferihisarlı. Seferihisar’ın yarım asırlık tatlıcısı Erol Usta’nın torunu. İki üniversite bitirmiş, peyzaj teknikerliği ve orman mühendisliği okumuş. Okul bittikten sonra KPSS falan boş verip Seferihisar’a dönmeye ve dedesinin mesleğini sürdürmeye karar vermiş. Rüzgârın tersine gelişen bu hikâyeyle ilgili merak ettiğimiz her şeyi Sevi’ye sorduk. Kısa belgeseli de youtube kanalımızdan izleyebilirsiniz (https://www.youtube.com/watch?v=dIpixAcAA7I&t=6s). – Sevi, dedeni de soracağım ama önce seni tanıyarak başlayalım istersen. Seferihisar’da liseyi bitirdin, üniversiteyi kazandın,…
okumaya devamAhmet Uhri’yle Teos’ta Dionysos’un izinde
Ahmet Uhri arkeolog. 9 Eylül Üniversitesinde görev yapıyor. Özellikle yeme-içme kültürü üzerine çalışmaları, bu konuda kitap ve makaleleri var. Aynı zamanda, pek sürekli olamayan dergimizin sürekli yazarı. Uhri yazar olduğu kadar bir anlatıcı da. Keyifli arkeoloji sohbetlerinin aranan adamı, tatlı dilli bir arkeolog desek yeridir. Geçtiğimiz günlerde Teos Kültür Sanat Derneği’nin düzenlediği etkinlikte Teos antik kentini ve şarap tanrısı Dionysos adına yapılmış tapınağı anlattı. Ardından binlerce yıllık bir geleneğin devamı olarak, Seferihisar’da üretilen bir yerel şarabı tattık ve Uhri’den şarabın tarihi üzerine bir sunum dinledik. Gelemeyenler için, şarabın tadını anlatmak…
okumaya devamSığacık’ta bir gastronomi deneyimi
Size iki yeni yazarımızı tanıtalım. Bundan böyle Seferi Keçi’de mutfak bilimi ve sanatı üzerine yazılar yazacaklar, özel yemek tariflerini paylaşacaklar, Ege’nin ve Seferihisar’ın yeme içme kültürünü sizlerle birlikte keşfedecekler: Sığacık Akkum’da Maya Bistro Otel’in şefi Fatih Kaya ve Sena Kaya. Fatih Kaya’nın baba mesleği aşçılık. Mengenli. Daha baştan “+1”le başlıyor yani mesleğe. Babası 30 yıla yakın bir süre Almanya’da şeflik yapmış. Mutfakta babasının yanından ayrılmadığını, onun ellerini seyrederek mesleğe aşkla bağlandığını söylüyor. Fatih Türkiye’de gastronominin babası sayılan Tuğrul Şavkay’ın yanında İstanbul Divan Otel’de çalışarak başlamış profesyonel anlamda mesleğe. Güney Afrikalı…
okumaya devam