BİR’lik belgeseliyle, Köy-Koop İzmir Birliği’nin doğuşu ve gelişimi: Köklerden geleceğe…

Seferi Keçi olarak çok önemli bir işe imza attık. Köy-Koop İzmir Birliği’nin kuruluş hikâyesini anlatan bir belgesel hazırladık: BİR’lik… (Belgeseli izlemek için: https://youtu.be/YkYYiusyk-s )“Çok önemli” derken kendi yaptığımız işi abartmıyor, büyüklenmiyoruz. Önemi, anlattığımız hikâyenin büyüklüğünden ileri geliyor. 1960’lı yıllarda başlayan, kelimenin gerçek anlamıyla yokluk içerisindeki köylülerin örgütlenerek başardığı işlerin büyüklüğünden… Bunu yansıtabildiysek, anlatılmasına aracı olabildiysek, ne mutlu bize. Ne başarmışlar peki? Kısaca anlatalım. 1960’lı yıllarda İzmir’in çeşitli köylerinde, kimi birbirinden habersiz kimi birbirinden feyz alarak, bir kooperatifleşme hareketi başlamış. Daha önceki kooperatiflerden farklı olarak, devlet eliyle kurulmayan, doğrudan köylünün ihtiyaçlarına…

okumaya devam

Kırsalda yaşam, kentte yaşama karşı

Arazide yeterince gözlem yapmıştık. Güneş nerden doğuyor, nerden batıyor, mevsimsel etkiler, hâkim rüzgâr yönleri, arazi içindeki öğeler, eğimler, tepeler ve verimlilik, hepsine kafa yormuştuk. Permakültür tasarımlarına, mimariye çalışmıştık, arazideki yerel bitkilerin kataloğunu çıkarmıştık. Çevrede yaşayan, beslenen veya araziden gelip geçen yaban hayvanları ile tanışmıştık. Peki artık köyde kendi kendimize yeteceğimiz ve kendi yağımızda kavrulabileceğimiz bir hayata kavuşabilecek miydik? Bu “kahraman bakkal süpermarkete karşı” gibi kaybetmeli kazanmalı bir rekabet değil. Her yönden çetrefilli bir karşılaşma. Son 20 yılda ağır göçe maruz kalan büyük şehirler, eskisi gibi sınırları belirgin merkezler değiller. Köyler…

okumaya devam

Köy-Koop İzmir Başkanı Neptün Soyer’e kooperatiflerdeki canlanmayı sorduk: ‘Köylümüz toprağa küsmez, üretir, yeter ki satabilsin’

İzmir’in genelinde üretici pazarlarının sayısının artmasıyla birlikte kooperatiflerde de bir canlanma gözleniyor. Köy-Koop İzmir Birliği Başkanı Neptün Soyer’e bu canlanmayı sorduk. Neptün Hanım’la Hıdırlık Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’nde buluştuk. Arı kovanı gibiydi. Neşeli bir telaş içinde bir yandan ertesi günkü pazara hazırlık, bir yandan internet siparişlerini yetiştirme uğraşı, bir yandan öğlen yemeğine gelecek mahalleli için yapılan yemekler. Seferihisarlı kadınların hiç yoktan var ettikleri bu yerin hikâyesi de gelecek sayıya o zaman. – İzmir öteden beri kendine has bir tarımsal kalkınma modeli geliştirmeye çalışan bir kent. Bu modelin en önemli öğesi de…

okumaya devam

Pagos üretici pazarında kadınlar yanyana

Kadifekale 2000 yıldır surlarıyla meşhur. Büyük İskender’den beri bu duvarlar İzmirlileri düşmandan ayırmış, yağmacıdan korumuş. Ama bir de aynı kentte yaşayan hemşerileri birbirinden ayıran duvarlar var. Önyargılarla örülen, birbirinin hayatına sırt döndükçe yükselen duvarlar. Kadifekale’nin surlarının içinde şimdilerde bu görünmez duvarlar sarsılıyor; belki yıkılmıyor ama çatlıyor. Büyükşehir Belediyesi’nin Kadifekale’de kurduğu Pagos Üretici Pazarı’ndaki 120 tezgahta, sadece üretici kooperatifleri ve Kadifekaleli kadınlar yer alıyor. Kordon’da yaşayıp, başıma bir şey gelir endişesiyle bir defa bile Kadifekale’ye çıkmamış; Ödemiş’in, Tire’nin en uzak köylerinde bu yaşa gelip İzmir’in merkezini hiç görmemiş; ömrünü Kadifekale’nin dar…

okumaya devam

Bornova Yakaköy’de Belediye ve gönüllüler el ele: Toprak doğal tarımla canlanıyor

Bornova sonucunu merakla beklediğimiz, başarısını arzuladığımız bir girişime sahne oldu. Yıllardır motokros pisti olarak kullanılan bir arazi, Bornova Belediyesi tarafından doğal tarım gönüllülerine tahsis edildi. 20 dönümlük arazide motokros yarışları için yapılmış yapay tümsekler düzeltildi, lastik ve metal artıklar temizlendi, toprak şöyle bir havalandırıldı ve geçtiğimiz günlerde yapılan şenlikli bir etkinlikle tohum toplarıyla buluştu. Bakalım ne olacak? Doğa insan eliyle bozulmuş o arazide yeniden can bulacak mı? Doğa gübresiz, ilaçsız, aslında neredeyse tohumları saçmak dışında insani hiçbir müdahale olmadan, kendi döngüsüyle bir berekete can verecek mi?..Bornova Yakaköy’de faaliyete başlayan Doğal…

okumaya devam

Seferihisar’dan Ege ovalarına bir başkaldırı hikâyesi: Karakılçık Hareketi

Karakılçık buğdayı… Düne kadar, kenarda köşede tek tük kalmış zahirecilerde rastlardınız. Tarlanın kıyısında birkaç dönüme, o da samanını hayvanlara vermek için ekilirdi en fazla. Ege’de çoktan vazgeçilen, belki de yavaş yavaş kaybolacak bir buğday çeşidiydi.Şimdi her yerde… “Yeniden karakılçık” diye İzmir’in caddelerinde afişlerde… Unuyla, ekmeğiyle, sayıları artan üretici pazarlarında, kooperatif satış mağazalarında, marketlerin özel reyonlarında… Hatta her dediğiyle tartışma yaratan diyetisyenlerin ve uzmanların önerilerinde… “Ne var bunda, hele konu beslenmeyse, böyle şeyler moda gibi gündeme gelir, biri unutulur başkası çıkar” diyebilirsiniz. Demeyin. Çünkü “futbol asla sadece futbol değildir” sözündeki gibi,…

okumaya devam

Yaşamın her alanında birlikte, dayanışmayla: Ortak Yaşam Ekososyal Kooperatifi

Seferi Keçi’nin geçen sayısında “büyük dertlere küçük çareler” başlığıyla, piyasanın zorluklarına rağmen sürdürülebilir bir tarımsal üretim, sağlıklı gıdaya erişim, adil bir istihdam ve eğitim gibi yaşamsal dertler karşısında bizim gibi sıradan insanların el birliğiyle ürettiği “küçük” çarelere yer vermiştik. Selçuk’ta EFEST’te hiç aklımızda yokken özgün bir örnekle tanıştık. Ortak Yaşam Ekososyal Kooperatifi. Her derde çare olma iddiasıyla yola çıkan bu kooperatifi, yöneticisi Hakan Çalışkan’dan dinledik. Önce kendinizi tanıtır mısınız?– Ben, Hakan Çalışkan; iletişim mezunu bir basın-yayın-iletişim emekçisiyim. 2019 Haziran’da Ortak Yaşam Kooperatifi’nin 15’inci Genel Kurulu’nda 4 yıllık dönem için yönetim…

okumaya devam

Permakültür: Yaşamı yeniden tasarlamak

Hele bir de içinize işlemeye başladıysa, permakültür size neler yaptırmaz… Evinizdeki sifonun haznesinin içine pet şişe koydurarak küçülttürür; evinizin yönüne göre önünüzden geçen güneşle neler yapabilirsiniz diye kafa patlatırken bulursunuz kendinizi. Yağmurdan su hasadı yaptırtır; çöpe atılan organik çöpleri “bu solucana, bu bokaşiye, bu sokaktaki tek bıyık kediye” diye ayırtır. Zenginlik ya da büyük yok oluş20’li yaşlarımda aklımı duş alırken ayaklarımdan akan köpüklü suya takmıştım. Şehrin tonlarca atık suyu büyük beton borularla denize akardı. Sanki suyu birileri sürekli üretiyormuş gibi, faturası ödendiği müddetçe ben temizdim, her şey yolundaydı. Sanayileşmeden ve…

okumaya devam

‘Şenlik ve festivallerle Selçuk’un tarım ürünlerini tanıtıyor, küçük üreticiye destek oluyoruz’

Gökçealan’da “Şerefine Salkım Hanım Şenliği’nde tanıdık bir yüze, önceki dönemde Seferihisar Belediyesi’nde Tarımsal Hizmetler Müdürü olarak görev yapan Şerafettin Budak’a rastladık. Budak şimdi Selçuk Belediye Başkan Yardımcısı. Kendisine tarım ürünleri üzerinden düzenlenen şenliklerin üreticiye faydasını sorduk: – Şen Şeftali Şenliği yaptınız. Ardından Şerefine Salkım Hanım Üzüm Şenliği. Bu şenliklerden beklentiniz ne?– Bu festivaller ve şenlikler özellikle tarımsal ürünlerin tanıtılması, böylelikler ürünlerin pazarda gördüğü değerin artırılması amacıyla yapılıyor. Ayrıca günübirlik de olsa küçük üretici için bir pazar oluşturarak ekonomisine katkı sağlıyor. Bir günlük deyip geçmeyin, bu ciddi bir katkı gerçekten. Öyle…

okumaya devam