Hani uzak ülkelerde ölmek için gidilen kutsal şehirler vardır ya, inananlar nehrin kıyısındaki harabe tapınaklarda kirli döşeklere uzanıp usulca ölümü beklerler ya, ben de onlar gibi, bu şehre çok uzaklardan ölmek için… kendimi öldürmek için geldim. Aslında bıraksalar doğduğum yerde de ölebilirdim. Zamanı gelince, kendiliğinden. Ama hayat beni rezil bir değnekle dürttü. Kalk, deliliğin peşine takıl, akılsızlığın peşine, hırsın peşine, inançsızlığın peşine takıl, kalk o şehre git, sokaklarında dolaş, kuytularında seviş, tepelerinde öldür, çukurlarında öl dedi. Şehre geldiğim ilk günden beri kılıktan kılığa girer, tehlikelerden tehlikeler seçerim. En sakin mahallede,…
okumaya devamKategori: Edebiyat
CEMİYET ADAMI -2
Camille Saint-Saëns – ‘Danse Macabre’ eşliğinde… (İlk dakikalar) Bak neyden utanıyorum biliyor musun? Yaşamın ereğine dair onca kelam edip okuyup yazdıktan sonra bir market sırasında öylece beklemekten utanıyorum. Üretemeyip tüketmek ne utanç verici! Hele ki insanların o yoğun plastik kokulu raflar arasında misafirlikte kendisine şeker uzatılmış küçük bir çocuk gibi sevinçli ve şımarık bir halde alışveriş yapmasına tahammülüm yok. Akın akın yürüyüyoruz yazarkasaya! Mahşer günü… Yazarkasa görevlisi sorgu yargıcı gibi yüksekten süzüyor hepimizi ve sorumluluklarımızı yerine getirdiysek ‘cezai’ indirimde bulunuyor. Tüm hafta mesaimiz boyunca hayalini kurduğumuz bir günlük mutluluğu reyon…
okumaya devamKör nokta bulucusu
Yazan: Gündüz Öğüt_____________ Sekreter çalan telefona öfkeyle baktı. Ardı arkası kesilmeden çalan telefonlara açıp müşterilere randevu vermekten gına gelmişti. Usanmış bir tonla konuştu. “Alo buyurun.” Karşıdaki kişi, “İyi günler bir randevu alacaktım.” Sekreter, “Bir saniye” dedikten sonra önündeki ekrandaki gerekli dosyayı açarak randevu listesini taradı, “Önümdeki programa göre, ilk boş saat ayın 23’üne görünüyor. Dilerseniz 23 Aralık salı, saat on biri rezerve edebilirim.” dedi. Hattaki kişi hayal kırıklığına uğramıştı. “Bu çok geç, acaba daha önceye bir randevu almam mümkün değil mi? Durumum çok kritik.” Sekreter o anın tadını çıkartarak…
okumaya devamDaktilonun iç cebindeki şair
Temuco’da okuma yazma bilen insan sayısı çok azdır. Bu yüzden, her dükkânın tabelasında satılan malla ilgili bir resim vardır. Düğme resmi, o mağazanın bir manifaturacı olduğunu; ayakkabı resmi de, içerde ayakkabı satıldığını anlatır. Ne gariptir ki, yazının yerini resimlerin aldığı bu kent, dünya edebiyatının en büyük isimlerinden birinin çocukluğuna tanıklık etmiştir!.. Ricardo Neftali Reyes Basoalto’dur çocuğun adı. Babası tren yollarına çakıl taşıyan bir yük treninde şeflik yapmaktadır. Annesi… 12 Temmuz 1904’te dünyaya geldikten kısa bir süre sonra ölür annesi. Ondan geriye yalnızca siyah elbise giymiş bir kadın resmi kalır; bir…
okumaya devam