Hem bölgenin geçmişini bilen eski bir üretici hem kooperatif başkanı olarak Seferihisar’da mandalina üreticilerinin sorunlarını sizden de dinlemek isterim.
Narenciye bir hayli zor ve sıkıntılı bir iş ama biz bu işin içerisinde doğduğumuz, büyüdüğümüz için bize sıkıntılı gelmiyor. Bir ananın, babanın çocuk büyütmesi gibi doğal bir şey bizim için. Babalarımız bu kooperatifi 1967 senesinde kurdular. Bir dönem kapalı kaldı kooperatifimiz. Sonra arkadaşlarla bir araya gelerek açtık ve devam ediyoruz.
Bugün bütün tarım ürünlerinde sıkıntı olduğu gibi narenciyede de ciddi bir sıkıntı var. Kredi konusunda sıkıntımız yok. Zaten şu anda %4 olan faiz oranlarıyla kredi kullanıyoruz. Geçen yıl ve evvelki yıl afet bölgesi ilan edildiğinden %3 faiz ödüyoruz. Onu da önümüzdeki yıl ödemeye başlayacağız. Hükümetin bize o yönde bir desteği oldu.
Ama maliyetler çok ağır. Şu kutu mesela. Bundan iki yıl evvel 2 liraya alıyorduk. Şu andaki maliyeti 415 kuruş. İçine 9 kilo ürün konuyor. Yani kilo başına hemen hemen 45 kuruş kutu maliyeti biniyor. Onun yanında kesim işçiliği, nakliyesi, buradaki işletme giderleri, hale kadar nakliye masrafı ve oradaki masraflarla beraber 130-140 kuruş oluyor bu maliyet. Yani 2 liraya satsak halde, 60-70 kuruş gibi bir rakam kalıyor.
Bir de zayiatı var bunun. Bahçeden kesilen ürün buraya geldiğinde %20 civarında zayiatı oluyor. İleriki günlerde hava şartları değiştiğinde bu oran daha da fazla olacak. Bunların hepsini kattığınızda 2 liranın üzerinden çıkıyor. Ondan sonra bir bakıyorsun ki bizim elimize 40-50 kuruş gibi rakamlar kalmış.
Nasıl pazar?
Bu sene ihracat biraz güzel, yurtdışına gönderiliyor. Ama günlük olarak bir şey diyemiyoruz, yarın nasıl olacağı belli değil. Artık sezon sonunda, Aralık ayında durumu değerlendireceğiz. İnşallah dilerim üreticilere iyi bir rakam çıkar. Şu andaki durum iyi değil, kafa kafaya çalışıyoruz. Ama üreticiler olarak Aralık ayından umutluyuz. İhracattan umutluyuz. Biz ürünümüzü toptan verdik bu sene, dilerim ürünü alan firmalar rahat satsınlar, kazansınlar.
Toplu sattığınızda ne kadar oldu kazanç?
Geçen sene üreticilerimize temiz 1 lira net verdik. Bu senede Allah nasip ederse, önümüzdeki aylarda bir afet olmazsa 81 kuruş net verebileceğiz.
Tek tek ücreti kaçtan satıyor malını?
Tüccar belirli bir rakamın üzerine katiyen çıkmıyor ama üretici kendini tatmin etmek için dışarıya diyor ki, ben 1 liraya sattım. Hiç inanma, o ürün 60 kuruştan yukarıya satılmamıştır. Tüccar ağaçtaki mandalinaya tahmin üzerinden para veriyor. Bakıyor, diyor ki 150 kilo. Toplanıyor, geliyor 260-270 kilo belki.
Biz tüccarlarla da temas ediyoruz, görüşüyoruz, konuşuyoruz. “80-90 kuruşa alırsam ben zarar ederim” diyor. Çarşıda 1 lira, 110-120 kuruş fiyat bekleyen üreticilerimiz var. O arkadaşlar geçen sene de beklediler bu rakamları, sonra 50 kuruşa sattılar. Kimisi hiç satamadı, ağacında kaldı. Geçen sene ürün az olmasına rağmen 28 bahçe hiç kesilmedi. Tarihte olmamıştı böyle bir şey.
Alıcı bulamadığı için mi ağaçta kaldı?
Alıcı bulamadığından değil. Normal piyasa fiyatlarından verseler bu ürün satılırdı. “Ürün az, nasılsa benden gelip alacaklar” diye beklerken ağacında kaldı.
Tüccarla yaşanan sıkıntılar da var bildiğimiz. Bu konularda bir kooperatif üyesi olmanın üreticiye getirdiği bazı güvenceler var değil mi?
O sıkıntılar çok yaygın. Kendisi satanların %70’i bu gibi olaylarla karşılaşıyorlar ama yiğitlik bozulmasın diye de kimseye söylemiyorlar. Ama içleri içlerini yiyor. Kooperatifin güvencesi şu oluyor. Bir tüccardan tahsil edemese de kooperatif, zararı bölüştürdüğün zaman 4-5 kuruş fark yapar. Ama tek bir üreticiye isabet ederse bu, adamın hayatı bitti. Kooperatif bu yönde de bize bir güç veriyor. Çok şükür bu zamana kadar bizim hiç paramız batmadı, paralarımızın tamamını tahsil ettik.
Biz bireysel bahçeler olsaydık bu yıl da bu rakamlara satamazdık. Neden sattık, çünkü biz tonlarca mal satıyoruz. Tüccar diyor ki 50-60 üreticiyle ayrı ayrı uğraşacağıma bir kooperatifle iş yaparım.
Kooperatif üyesi olmanın maliyetler bakımında faydası var mı?
Ciddi boyutta faydası var. Mesela biz gübrelerimizi ve buna benzer şeyleri toptan alıyoruz. Mart ayında alıp üreticiye vermiş olduğumuz toprak altına atılan gübrenin parasını, ertesi yıl Ocak ayında ödüyoruz örneğin. Bu da demek oluyor ki üreticiye 7-8 aylık bir destek veriyoruz. Hem daha ucuza alıyoruz. SEFEKO’nun bu açıdan ciddi bir itibarı var. Bugüne kadar Allah’a şükür hiçbir çekimiz tepmedi. Taahhüt ettiğimiz günlerde hep ödedik. Bunun için adamlar 8 ay vadeli ve piyasanın altında ürün veriyorlar.
Kaç ortağınız var?
59 ortağımız var.
Sizin beklentileriniz ne kooperatif olarak ortaklarınızdan, üreticiden?
Bizim üreticimizden istediğimiz bir tek şu. Kaliteli ürün yetiştirin. Üreticilerimizin büyük bir kısmından çok memnunuz, çok kaliteli ürünler yetiştiriyorlar. Ama bir kısmı çarşıdan idare ediyor bahçeyi, uzaktan kumandayla. Onların bahçeleri biraz sıkıntılı oluyor. Tabii o sıkıntı bizi de üzüyor.
Bu kadar avantajlarına rağmen kooperatiflere karşı bir güvensizlik de var üreticiye, siz de karşılaşıyorsunuzdur, bunu neye bağlıyorsunuz?
Bu konuda haklısınız. Türkiye’de binlerce kooperatif kuruldu, binlercesi battı. Şu Seferihisar’da bile batan o kadar kooperatif var ki. Bu olumsuz örnekler güvensizliğe neden oluyor. Avrupa’ya baktığımda imreniyorum. Çiçekçi omuz omuza vermiş Hollanda’da, Danimarka’da inekçi bir araya gelmiş, koyuncu bir araya gelmiş. Akdeniz bölgesine geldiğin zaman, zeytinci bir araya gelmiş. Birlik oluşturmuşlar ve piyasaya yön veriyorlar. Ama Türkiye’ye baktığımızda bölgedeki narenciye kooperatifleri bile hepsi ayrı telden çalıyor.