Sözün başladığı yerdeyiz. Şimdi anlatmazsam, sonra ağlarım.Mutfak Temizliği ve Jeotermal Elektrik Santrali bugün misafirim oldular. Evime gelen her misafire gösterdiğim gayretle onları iyi ağırlamaya çalıştım. Sıcak çorbamı içişlerini, yumuşak divanımda yatışlarını seyrettim. Aralarındaki eşsiz benzerliği keşfetmenin heyecanı bu keşfi paylaşmanın arzusuyla beni masa başına oturttu.Sabah sevgilimle yaptığımız neşeli kahvaltının üzerine, kendime bu sıralar sıkça sorduğum o malum soruyu sordum: Bugün kendimle ne yapsam? Tezgahtaki bulaşıklar, ocaktaki taşmış kahve ve sıçramış yağ, yeri belirsiz sirke kavanozları, meyve kasası, fayans zemindeki kırıntılar derdime çare oldu: Haydi mutfağı temizleyeyim! Aldım elime suyu sabunu…
okumaya devamKategori: Yaşam
Semra Bozdayı Ayazlar ‘Pedalperest Kadınlar’ı anlattı
Pedalperest Kadınlar olarak 2017 Şubat ayında birlikte hareket etmeye başladık. Kurucu arkadaşlar olarak biz bisiklet kullanıyorduk zaten, başka kadınlar da kullansın, daha da çoğalalım istedik. Çocukluğumuzu hatırlatan, en değerli anılarımızı süsleyen bisikletin, hayatımızın daha çok içinde olmasını istedik. Çünkü o temiz, kolay, sade ve ulaşılabilirdi. Düzenli olarak her perşembe “Pedalperest Kadınlar Perşembe Pedallamasını” yaptık. Katılımcıların performansına göre güzergâh belirledik ya da değiştirdik. “Pedalperest Çocuklar Pedallıyor” etkinliğimizle önce kendi çocuklarımızla, sonra başka çocuklarla bisiklet temalı, doğa içinde eğlenceli oyunlarla dolu aktiviteler yaptık. İki sene boyunca kadınlara ücretsiz bisiklet eğitimi verdik. Bir…
okumaya devamMuhlis Dilmaç’la akşam akşam bisiklet…
Muhlis Dilmaç İzmirli bisikletçilerin ağabeyi gibi. İzmir’deki bisikletçilerin ilk bir araya gelişlerinde, ilk örgütlenmelerinde yer almış. Mesai sonrası hep beraber pedallayarak bisikleti görünür kılan akşam turlarından ilkini, “Perşembe Akşamı Bisikletçileri”ni organize eden de o. Kendisiyle biraz nostalji yaptık, o günlerden bugüne İzmir sokaklarında bisikleti konuştuk. – Nasıl doğdu Perşembe Akşamları Bisikletçileri fikri?Muhlis Dilmaç: Ben bisiklete binmeye işimin gereği başladım. 1995 yılında bir bisiklet firmasında çalışmaya başlamıştım. Bisikleti anlamak ve anlatmak lazım diyerek yola çıktım. Hafta sonları birçok insan bisiklete biniyor, bir yerlere gidiyor. Biz de o kervana katıldık. Derken birçok…
okumaya devamOlcay Ormankıran ile İzmir bisiklet rotaları ve ’Az Bilinen Antik Kentler Turu‘ üzerine
Olcay Ormankıran İzmir’de 2005 yılından beri pek çok dernek, topluluk ve platformda gönüllü görev almış ve 2012 yılından beri devam eden “Az Bilinen Antik Kentler” (ABAK) bisiklet turunu başlatan bisikletçi. Her yıl 23 Nisan’a denk getirdikleri üç dört günlük turda bir araya gelen 120 bisiklet sevdalısı, İzmir civarındaki adı pek duyulmamış antik kentleri geziyorlar. Birlikte kamp yapıyorlar; tecrübelerini paylaşıyor, dostluklar kuruyor, yeni projeler üretiyorlar. Bir de gelenekleri var; her 23 Nisan’da bir köy okulunu hediyelerle ziyaret edip, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını köy çocuklarıyla birlikte kutluyorlar. Olcay Ormankıran ABAK’ı organize…
okumaya devamİzmir iki teker üstünde
Bu sayıda İzmir ve bisikleti konuşacağız. Çünkü bisikletli bir İzmir daha güzel, daha yaşanabilir bir kent olacak. Bu konunun iki önemli paydaşı var. Birincisi halk, yani bu konu özelinde, sayıları hızla artan bisikletçiler ve onların sivil toplulukları… İkincisi de yerel yönetim. İzmir’i daha bisikletli bir kent haline getirmenin esas dinamiği de, bu iki paydaş arasındaki işbirliği; birbirini tamamlayan, zorlayan, yeri geldiğinde dürtüp harekete geçiren ilişki… Biz de bu dosyamızda iki tarafın da görüşlerine yer verelim dedik.İzmir’de bisikletçilerin oldukça geniş, etkili ve cıvıl cıvıl bir sivil toplum yapısı var. Bu alanda…
okumaya devamBir ağaç bir ip
Hangi yaşta olduğun çok önemli değildir, kıçını koyunca o tahtaya, tutunca yandaki ipleri, çocukluğuna ışınlanırsın. Geri geri giderken yüreğin ağzına gelir, saçların yüzüne, öne doğru giderken kocaman gülersin istemsizce. Yüzüne vuran rüzgâr ne gam bırakır yüreğinde ne keder. Ne varsa cebinde eteğinde dökülür sarı toprağa, her yer çimen de olsa onun altı sararmıştır git gelin yarattığı devinimle. Sevemedim bir türlü şimdinin çocuk parklarını, demir ve plastikten hayal kurulmaz dedim hep. İllaki ağaç illaki ip. Çocukluğunu anlat deseler salıncak derim. Çünkü bir tek orada kovalamaz akrep ile yelkovan birbirini. O salıncak…
okumaya devamModa sürdürülebilir mi? Ekolojik moda
Sürdürülebilirlik ve moda pek yan yana gelebilecek kavramlar gibi durmuyor ya da durmuyordu. Ancak dünya kaynaklarının tükenmeye yüz tutması, iklim krizi ve ekolojik hareketler tüketim ihtiyaçlarımızı da dönüştürmeye başladı. Artık çevreye daha fazla zarar vermemek için plastik tüketimini azaltmaya başladık, internetteki videolarda hayvanlara yapılan zulmü gördükçe vegan kişilerin sayısı artıyor, kanser gibi dejeneratif hastalıkların sadece genetik değil, beslenme biçimi ve hatta petrol bazlı giyecek ve eşya kullanımından olduğunu öğrendikçe daha doğal malzemeler kullanmaya niyetlendik. Dünya genelinde belki sayımız hala çok az ama tüketimi sınırlamak ve olanı dönüştürmek üzerine düşünmeye başladık.…
okumaya devamSosyalleşmem lazım(mış!)
Bu sayıdan itibaren Duyarlı Keçi Sefer karakteriyle dergimizi renklendiren karikatürist Uğur Günel’le en az çizdikleri kadar eğlenceli bir söyleşi gerçekleştirdik. Uğur bize mizah sanatının inceliklerini ve yaşadıklarını hikâyelerine nasıl yansıttığını anlattı… “Çizerliğe ilk başladığım yıllarda bir İstanbul maceram oldu. Başlarda Leman dergisinde çiziyordum. O aralar Leman’la birlikte irili ufaklı birçok dergide küçük köşeler çizdim. Ama bu dergiler çok uzun ömürlü olmadı. Gırgır dergisi 2008 yılında yenilenmişti. Orada çalışan bir arkadaşım köşe çizecek karikatürist aradıklarını, benim işlerimi beğendiklerini söyledi. Gidip görüştük ve 2010 yılının Nisan ayında Gırgır’da çizmeye başladım. 2017 Şubat’ında…
okumaya devamÖnce duralım, bir sakin olalım
Bana “Zehirsiz ev mümkün mü?” diye soracak olursanız, kısa yanıtım hayır olur. Zehir dediğimiz kimyasallar, oturduğumuz binaların yapı malzemelerinden mobilyalarımızın cilalarına, giydiğimiz tekstil ürünlerinden yediğimiz içtiğimiz gıdaya kadar her yerde. Ama temizlik ve bakım ürünleri söz konusu olduğunda, zehirlerimizi tanımak ve bir kısmını kapıdan içeri sokmamak elimizde.Bundan böyle bu alan, bedenimizi, evimizi ve dolayısıyla çevremizi elimizden geldiğince zehirsizleştireceğimiz alan.Herkesin temizlik ve bakım anlayışı farklı olduğu için, genel geçer bir temizlik ve bakım alışkanlığı tanımlayabilmemiz mümkün değil. Karşılaştığım insanlarla neden temizlik yaptıkları ve temizlik ve bakım deyince ne anladıkları hakkında sohbet…
okumaya devamKöy-Koop İzmir Başkanı Neptün Soyer’e kooperatiflerdeki canlanmayı sorduk: ‘Köylümüz toprağa küsmez, üretir, yeter ki satabilsin’
İzmir’in genelinde üretici pazarlarının sayısının artmasıyla birlikte kooperatiflerde de bir canlanma gözleniyor. Köy-Koop İzmir Birliği Başkanı Neptün Soyer’e bu canlanmayı sorduk. Neptün Hanım’la Hıdırlık Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’nde buluştuk. Arı kovanı gibiydi. Neşeli bir telaş içinde bir yandan ertesi günkü pazara hazırlık, bir yandan internet siparişlerini yetiştirme uğraşı, bir yandan öğlen yemeğine gelecek mahalleli için yapılan yemekler. Seferihisarlı kadınların hiç yoktan var ettikleri bu yerin hikâyesi de gelecek sayıya o zaman. – İzmir öteden beri kendine has bir tarımsal kalkınma modeli geliştirmeye çalışan bir kent. Bu modelin en önemli öğesi de…
okumaya devam